1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
859
Okunma
Perdeleri ateşe vermek istediğinde
genellikle bir engel çıkar
yağmur başlar mesela
yada
bir telefon gelir:
“Bedri, Bey. İş görüşmeniz olumlu sonuçlandı.” der yabancı ses.
Kibriti söndürür evden çıkarsın.
Yol ve yemek yok. Sadece asgari ücret.
Ayrıca öğle tatilini burada geçireceksin.
Eyvallah der işi alırsın.
Birkaç gün sonra eline fırça ve sabunlu su verirler.
Vitrin camı ve üç metre yukarıda duran şirket adının yazılı olduğu büyük tabelaya bakarsın.
Bir merdivenin zirvesinde elinde fırçayla dururken
senin yerinde olmadıkları için
memnun görünerek altından geçen küçük insanları izlersin.
Sıra camlara gelir ve bol köpüklü suyu aşağı çektiğinde
kıllı bir el belirir camın arkasında
gözünden kaçırdığın kirli noktayı işaret eder parmağıyla.
Sabunlarsın, el kaybolur.
Nihayet akşam eve yürürken
basit bir hesapla çalışmak için neredeyse üzerine para verdiğini farkedersin.
Gözler kapanmaya başlar, kadın bile düşünemezsin.
Ertesi sabah telefon sesi kulak doldurur.
“Bedri bey, işe gelmediniz?”
“Farkındayım. Akşamdan kalmayım.”
“Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?”
“Biliyorum, ama sen bilmiyorsun. İstifa.” Der, telefonu kapatırsın.
Öyle iyi hissedersin ki kendini
karşındaki hıyarın şaşkın halde telefonu hala elinde tuttuğunu
düşünürek ellerin ensede seyredersin beyaz tavanı.