sokakların taşları terler mi? bu t’aşlar terletiyor bizi işiçi ellerimizi huhluyoruz kurtarmaya donmaktan yüzünü ağartmak için işverenin bidendir öğünü tayını elleri cebimizde onun
ne kadar değerimiz? en çok bunu merak ediyorum ölenlerimiz hakeza,hep kaza vur ha vur biteviye demir tokmağı başına vurur gibi kansız darbenin uykudayken köylü uykudayken din büyümemişken çocuklar boğazda kırk düğüm
sus
sokakların terini silmeye bir havlu uzat sendika mendika istemez isteyene vur sokağa sal ayaklarını kaydır Tanrı’nın emri gibi taşeronluk
konuşma sus otur kaderin, yazgın yani bu senin sök çadırını önünden fabrikanın grevi unut kendin çal, kendin oyna medyayı unut
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Onuncu köylerin şerefine diyelim..Çok samimi içtenliğimle tek kelime ile kutlarım saygılar... Emek en yüce değerse anlayanların da işine gelmiyor nedense...
sokakların taşları terler mi? bu t’aşlar terletiyor bizi işiçi ellerimizi huhluyoruz kurtarmaya donmaktan yüzünü ağartmak için işverenin onun elleri cebimizde bizdendir öğünü tayını
ne kadar değerimiz? en çok bunu merak ediyorum ölenlerimiz hakeza,hep kaza vur ha vur biteviye demir tokmağı başına vurur gibi kansız darbenin uykudayken köylü uykudayken din büyümemişken çocuklar boğazda kırk düğüm
sus
sokakların terini silmeye bir havlu uzat sendika mendika istemez isteyene vur sokağa sal ayaklarını kaydır Tanrı’nın emri gibi taşeronluk
konuşma sus otur kaderin, yazgın yani bu senin sök çadırını önünden fabrikanın grevi unut kendin çal, kendin oyna medyayı unut
hak nerede bir köy
sus!
10. 2. 2013 / Nazik Gülünay -----------------------------------------------------------------------
İşte faşizm böyledir Gülünay Şairim ne sendika yaşatır, ne kooperatif kurdurur, ne de dernek. Ellerinden gelse okul aile birliklerini yasaklar, öğrenci velilerini okul duvarlarının dışına atarlar, çocuklarına bile sahip çıkamasınlar diye. Duyulan, ses veren faşizmin sadece ayak sesleri değil, mehter davulundan ve kösünden çıkan güçlü sesler kadar bizzat kendisidir, siyah redingot pantalanu, beyoz gömleği ve de melon şapkasıyla faşizmin kendisi. Biz,faşizme heveslenenleri 30 -40 yıl öncesinden de gördük. Ama,nefeslerini önlerini kestik; heveslerini kursaklarında bıraktık; elektrik şartelini indirdik mi o bölgedeki tüm fabrika işçileri, Teknik Elemanlar ve Mühendisleri, hepsi de yapılan haksılıkların önlenmesi, bastırılması eylemlerinde tek vicut olurduk. 1980 yılına kadar, ne işçinin sendikasına,ne kooeratifine, polisin - öğretmenlerin "polder- töbder" gibi derneklerine en yetkili güçler bile dokunamazlardı. Çünkü Demokratik kurallar içinde "direnme hakkını" kullanırdı, o günlerin insanları demokrat sosyal bilinç kurallarıyla. Öyle sağı - solu yakıp yıkmazlardı, sadece haksızlığa direnilir, özgürlüğe kelepçe vurmak isteyenlere karşı çıkılırdı. Tabii o eylemlerin içinde sendika başkanları, sosyal kuruluşların yöneticileri, demokratik toplum dernek başkanları, fabrikaların saygın teknisyen ve mühendisleri, hep halkın ve emekçinin içinde, önünde, haksızlıklara, özgürlüklerin kısılmasına, hukuk kurallarının çiynenmesine tek yürek biçiminde karşı çıkarlardı. Yani toplumsal bilinç ve istençler cesurca haykırılırdı. o dinamizm karşısında fabrika sahipleri, olabildiğince dikkatli olur, tarafsız kalmaya çalışır, çoğunlukta olan işçilerin teşkilatlandırdığı sendikaları dışarı atmaya cesaret edemezlerdi. Bu dinamizm karşısında, pek çok patron Sosyal barış kurallarını benimsemiş, hatta iş yerlerinde modern sayılabilecek sosyal tesislerin oluşturulmasına içtenlikle katkı yaparak destek oluyorlardı.
O günlerde bu anlamlı güzel toplumsal gelişmeler, o kuşak insanlarının cesareti ve dinamik davranışları sayesinde oluşuyordu. Mümkünmüydü milli bayramlar için tek kötü bir laf etmek; AATATÜRK e dil uzatmak, TÜRKLÜĞÜ ve CUMHURİYETİ aşağılamaya teşebbüs etmek. Asla kimse cesaret edemezdi, bunların bir tekine. Bu günün insanı hala o kuşağın kazanımlarıyla yaşıyor, emekli maaşı alıyor. İşte o günlerin benzeri dirençler olmadığından, insanlar haklari için cesaret gösteremediklerinden, o kuşaklar zamanında elde edilen sosyal hakları bugün halkın,emeklinin, fakir fukarıın ellerinden birer birer alıyorlar. Almakla bitiremiyorlar ama, ısrarla hızla alıp tüketmeye çalışıyorlar, o kazanımların hepsini. Özelleştirmelerden söz edilebilir miydi. En fazla eğlem kamunun ve devletin mallarına dokunulduğunda zaman, gösterilir bazen halk geceler boyu eylem içinde bulunurdu. Bir tek çöpüne dokunamadılar, bir karış toprağını satamadılar, tek bir fabrikayı kapatıp işleri sokağa atamadiler o günlerde, o dinamik yapının ve eğlemlerin sayesinde.
Nereden aklına geldi bu konuyu işlemek? Ama siz zeki, bilinçli ve de cesur bir yurttaşsınız, düşünür bulursunuz... işte benimkisi de fuzuli soru. İçtenlikle, tebrik ve taktirlerimle, esenlik ve mutluluk dileklerimle kutluyorum sizi gayretli GÜLÜNAY Şairim. Kemal Polat
Bu konuyu işlemek nerden aklınıza geldi diyorsunuz.Yazmak istediğim konuların en başında işçi hakları.İşçinin başına bir taşeronluk belâsı saldılar gönüllerince hakkını arayanı,sendikalı olanları kapı önüne koyuyorlar. İşyerlerinde hükümet yanlısı değil gerçek sendikalar önderliğinde direniyorlar THY' da olduğu hakları geri verilenler oluyor. Direnmeden hak elde etmek mümkün değil. Bu nedenle bu faşist düzene milletimiz de demokratik haklarıı kullanarak direnmeli, buna geçit vermemeli. Ne yazak ki çoğunluğun başlarına ne geldiğinden geleceğinden haberleri yok,tabiiki yönetimin kurnazca oyunlarıyla. Ama daha fazla sürdüremeyecekler bu oyunu,her şey anlaşılacak. Ulusumuz da tavrını ortaya koyacak.
Geçmişte yaşananları karalamak kampanyası sürdürüyorlar,işlerine gelmiyor çünkü.Bu halkın kitabından ne Atatürk'ü ne de cumhuriyet'i kazanımlarını silip unutturamayacaklar.Bu millet bir ayağa kalksın,tam kalkar. Onlara öyle kolay geçit yok.
Bu konuyu işlemek nerden aklınıza geldi diyorsunuz.Yazmak istediğim konuların en başında işçi hakları.İşçinin başına bir taşeronluk belâsı saldılar gönüllerince hakkını arayanı,sendikalı olanları kapı önüne koyuyorlar. İşyerlerinde hükümet yanlısı değil gerçek sendikalar önderliğinde direniyorlar THY' da olduğu hakları geri verilenler oluyor. Direnmeden hak elde etmek mümkün değil. Bu nedenle bu faşist düzene milletimiz de demokratik haklarıı kullanarak direnmeli, buna geçit vermemeli. Ne yazak ki çoğunluğun başlarına ne geldiğinden geleceğinden haberleri yok,tabiiki yönetimin kurnazca oyunlarıyla. Ama daha fazla sürdüremeyecekler bu oyunu,her şey anlaşılacak. Ulusumuz da tavrını ortaya koyacak.
Geçmişte yaşananları karalamak kampanyası sürdürüyorlar,işlerine gelmiyor çünkü.Bu halkın kitabından ne Atatürk'ü ne de cumhuriyet'i kazanımlarını silip unutturamayacaklar.Bu millet bir ayağa kalksın,tam kalkar. Onlara öyle kolay geçit yok.
ne kadar değerimiz? en çok bunu merak ediyorum ölenlerimiz hakeza,hep kaza vur ha vur biteviye demir tokmağı başına vurur gibi kansız darbenin uykudayken köylü uykudayken din büyümemişken çocuklar boğazda kırk düğüm
sus
sokakların terini silmeye bir havlu uzat sendika mendika istemez isteyene vur sokağa sal ayaklarını kaydır Tanrı’nın emri gibi taşeronluk
konuşma sus otur kaderin, yazgın yani bu senin sök çadırını önünden fabrikanın grevi unut kendin çal, kendin oyna medyayı unut
hak nerede bir köy
sus!
10. 2. 2013 / Nazik Gülünay
Günümüzün kanayan yarası işçi ve taşeron........... Çok güzel anlatımdı , yüreğini kalemini ayakta alkışlıyorum....... Saygılar
... işiçi ellerimizi huhluyoruz kurtarmaya donmaktan yüzünü ağartmak için işverenin onun elleri cebimizde bizdendir öğünü tayını ... Hanımefendi o kadar güzel anlatmışsınız ki ; " Herkes kendi elini kendi cebine soksuuuuuuun " diye bağırasım geldi. Mükemmeldi, tebrik eder saygılar sunarım.
İyi geceler alın terimizle kara yazgıya boyun bükmüşüz yıllarca bilmeden elimizdeki ekmeği hakkıyla hak etmeyenle bölüşmüşüz hep ki asıl odur yaaşaanmışlıklarda işçi baş üstünde taşınmalı onur kavgasında onun olmadığı yerde onburu olmalı insan
Bu ne merhametli yürek valla büyük vicdan sahibiymişin şairim. Hani nere de cop.. lastik olanı, hatta çelikten yapılan. Haa birde gaz var ya gaz. gazsız olur mu hiç, yüreğimizin yangını gözümüzden çıkmalı ki beyler zevk almalı . paylaşımın için teşekkürler..
hak mücadelede ne dogmalarda, ne beylerde sımsıkı sıkılmış emekçi yumruğunda, halk denilen bu deniz gücünün farkına bir varsa, damladan büyük olduğunu anlasa dalganın, sömürücü gemiciklerin hepsi batar. ister amerikanın kuyruğu olsunlar isterse din tüccarı hiçbiri kurtulamaz, halkın tufanından. tebrik eder saygılar sunarım dik duruşunuz cesaret verici, mselamlar.
Duygularda sağanak var İçten samimi sahici duygular Sayfanızda ,duygu dünyanızda alın teri ve güneş var _________________________________Muhteşem İyiki varsınız şairem Selam ve saygılar * * * * *
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.