1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1250
Okunma
Korkak
kırılgan
meyus
ürkek dokunuşlar
ürpertiler
içimiz hoplasa da hoplamasa da
kalır ki izi
neme lazım der
çekerdik freni içimize ihtimaller silsilesinde
biz ikimiz bir yarım adanın gibi koyları saklı
iki ayrı kolları sanki bir nehrin
olsak da tek bedende tek yürek
ne var ki ürkek
aynı sokağın sokak lambası
bir uçtan bir uca keder sillesi
birbirimizin çatısına yağan yağmurduk
gözlerimize jale
ah bu aşk
görüyorsun ya geldik ne hale
off
off
off
ay ay
ay
akşam olunca
aralarında sohbet ederler miydi
Nilüfer’ler Erguvan’lar
belki mine çiçekleri
bakışlarıyla mavi
seni ne çok beklediğimden
konuşsalardı bizden de
kırıklıklarından hayallerimizin
şairlerden de bahsederlerdi belki
ve
"önde zeytin ağaçları
arakasında yar"
ve bereketli bahçelerinden Mandalinaların
muhteşem Bodrum akşamlarımdan
sadece bu kadar mı
asla olamazdı bu kadar
tek bir ömre sığmazdı yaşananlar
o heyecanlar ah
yaz sarhoşluğuyla
va aşk vurgunu sersem sepelek
yaşadıklarımız bir yana
ya düşlerimiz
düşlediklerimiz
bütün gün kulak kesilmişlerdi Allah bilir
dudakları kıpır kıpır
kalpleri küt küt atarken
yollarını beklediğimiz sevgililerimiz
analarımız olsun
babalarımız olsun
en çok da
ne var
ki
"önde zeytin ağaçları
arkasında yar
seni kara bir bıçak gibi sineme sapladılar"
yaz gecelerinin lacivert göğünden el sallarlar sevgililer
kederli ay ışıltısıyla
adını anmadan yanarken yürek
dinmezdi kıpırtısı
cehennem ateşine
giden yolun ucunda
tövbe kapısı
korkusu yakan yanmaksa
korkaktık
kırılgan ürkek
bir ürperiştik
yarin dudağında
Yüksel Nimet Apel
9/Şubat/2013/Cumartesi/Ankara
5.0
100% (5)