12
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
3746
Okunma

-kuram kuram parçalandım
bir deniz de gezmiş gibi-
şairi
olmayan
bir dil
kadar
susacağım
şimdi
yalanını yitirmiş
sahte çocuklar gibi
zamana sığmayacak
bana gönderilmiş
tüm kötü şiirleri ezberledim
yok etmek için şartlanmış
klişe-estetik, ucuz dizelerin
arsız damarını..
yeni bir Kerbela ya vardım
ellerim bağlı
ve duvarın dibinde
diktatörler
yağmur da yıkıyordu sıkıntılarını
sen ki geçmektesin damarlarından hayatın
saf yolcu
bir gül gibi gecede üşümeyi düşünen
biraz asil, biraz yobaz
biraz da üç kağıtçı manifest
kaydırak oynuyor şimdi geçen zamanda
şafaklar ve çingene klarnet
ölüm konçertoları büyüterek içinde
kanaviçesine takılı kalırken sazın
balkonda unutulmuş bir satranç tahtasına yazdım
kolera salgını vardı Sağmacılarda
ve Deniz abiyi asmışlardı
karantinaya alınmıştık
’destanlarında bizim maceralarımız’ varsa,
zaman kumundan ardımızda bıraktıklarımızdır
şairin son keyifli akşamında aşklandığı odalar
hayatın kübik senetleri tene işlenmiş
her anınıza bir müze..her çığlığa bir mazo
ordan rakı dolduruyordun bana
ben de hafifçe öpüyordum uzaktan
içinden gemiler geçen bir öpüş
bana bir gökyüzü ısmarlıyordun
gök gibi yüzünü çiziyordun ortalamadan
gözümün çıplaklığını..
yazımın sokakta duruşunu
içinden geçen trafik polisi
bu akşam sıcak diyordu
sıcak diyordum
sırf sıcacık bir gecede
Karaköyde çatılara çıkıp
içimdeki Hazerfan’ı salıyordum
sana bi gökyüzü ısmarlıyordum
5.0
100% (25)