biliyor musun sevgili
ne kadar şair varsa üstüme attılar bütün şiirlerin yükünü
sıra mı geliyor sana
karanlıklar aydınlıklardan fazla
ben süpürüyorum bu kentin çerini çöpünü
sipariş şiirler verip durma iki de bir
bir günde bana düşen sadece bir çay içimi



küçük kızım da bana amanet etti kumrularını
üstelik,yem de seçiyorlar
keşfedemedim daha neyi sevdiklerini
saat farkını tam ezberleyemedi
karınları doydu mu diye tel açıyor gece vakti
eşek sıpası



ha...süleyman emmi hakka yürüdükten sonra biri daha töredi mahallede
işi gücü sabahın köründe saat sormak
seksenlik adam,ne işe gidecek se
hem de dakikası dakikasına
bu sabah; tam iki saat farklı söyledim gıcığına



bir de,h.hüseyinin derdine ne demeli
adam,dağ adamı çuvallar dolusu palamut toplamış
dağıttı bütün ekibe ekilecekmiş kış günü
elimiz kolumuz torbalı
dikme delikanlıysan;yer göstereceksin hem de numaralı



göçten kalan yetmişinci kilometredeki leylekler de üstümüze demirbaş
talaş istemekten usandım mahalle marangozundan
karınları tok altları kuru olacakmış
gak dedikçe balık,guk dedikçe su,yahu bize ne dengeyi tabiattan



demem o ki
sen beni gördün mü








kasım