0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
885
Okunma

Yeminli bir söz gibi dilimi keserken kelimeler/gölgeni alıp koynuma, saçlarının kırıklarına batarken ayaklarım..mecbur ve mahcup bir çocuğun bir söze kanması gibi kan/ıyorum şimdi..çıplağım..ayağımın tabanı kadar hem de..“tuz kadar” severken yedeğime aldım tüm uykusu kaçmış kelimelerimi..ciğerlerine hapis etmiş bir nefeslik hava gibi..
(...)
duydum ki
yağmur yağınca
martılar yolunu kaybedermiş..
hatırladın mı?
ağaçların arasında
bir gölün gölgesiydi hani...
elsiz..
ayaksız..
dillenmeyen..
dile gelmeyen
sözler vardı bir vakit
sesimiz sökülürdü aniden
ve biz sesimizdeki söküğü dikip..
sarardık kanayan yanlarımızı
zehirli otlarımızla..
tenlerimizden önce
g/özlerimiz yudumlardı hani..
görürdü de gülerdi
bir dem..
kordan ağır bir ten yarasında/yangınında..
saklambaç oynayan
çocuk tadında..
sobelemek adına..
sağırlığımıza inat..
sayıklardık birbirimize olan sevdamızı..
sesler vardı hani...
şehrin sokaklarında kaybolan gözlerden önce..
gözlerimizin derinliğini alan ışık tadında..
kısarak bakıyorum şimdi...
kısarak akıyorum...
gözlerimden önce kelimelerimi ki
sesin var dı..
su/sa/dığım..
sesin vardı..
dinlediğimde yutkunduğum..
hani..
(...)