55
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
4438
Okunma

bir yolculukdaydı Hasan, kendine doğru...
kimdi bu Hasan?
yanık bir şehrin
küllerinden usulca esen rüzgarına kaptırmış
gelmişti otağımızın yan tarafına
ne doğdugu yerdeydi nede doyduğu
garip Hasan..
güzel şiirler sanki ondan kiralanmıştı bize
bazen onu kitap zannedip ara ara çevirmek istesem de
bulurum diye içsel hazinesini
kapatırdı bütün ışıkları usulca...
bana nasıl mı rastladı
kayıp bir şehrin kayıp sokaklarında
kim bilir kaç güne karanlık perde çektim de
yine de vazgeçmedim onun yolundan..
oradaydı sessizce izlemekteydi, karanlık gözlerimdeki ışığı
durdum onun yol sarayında
yolum çoktu amma yine de ruhumu dinlendirmeliydim.
bilirim ki onun gönül evinde çok yolcular konaklamıştır
dilindeki huzur an ve an uzaklaştırır beni dünya dergahından.
hınca hınç yalnızlık doluydu ,
ama belli etmese de...
bazen ölümün sesiyle duruyor karşımda
göğsümü deliyor olmadık yerinden
etme be Hasan...
katran karası yalnızlıkların acısını çıkarma
kını yırtılmış gönül dilinden.
doru bir atın harman yerinde doğrulması gibi
evet bazı acılar samanlık yangını tazeliğinde
sesimi yol hikayelerinde duysa da
dilindeki hışım yüreğimi yaralar
sessiz zulümdü bu dağılan suskunluğuna..
bilirim ki terekesi yanlızlıktı onun
tek başına çıkardı sabah evden
keyfi kahyası birde yüreğindeki yorgunlukla
sevgiden çok Allah’a inanırdı
sanki dağlarda her şeyini kaybetmiş olsa da
hep kafasında vurulmuş yanlarıyla
hasbihal etmekte
en çok bir kadının gözlerinden ve sinesinden korkardı
ne zaman alemler aklına gelse..
ve
eğer kadının dili susmuşsa
kıyamete dair ugultuları yavaş yavaş solumasıydı
sanki bedeni sarmal bir yangın içine almış gibi
eğer karar vermişse gitmeye
korkunçtur
geminin limana halatsız yanaşması
kocaman bir yıkıntıydı
kocaman bir gürültüydü
işte Hasan buydu
Sermin Çınar/İzmir
şiirime ses olan sevgili Deniz Pınar yüreğine sağlık...
5.0
98% (51)
4.0
2% (1)