1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1338
Okunma

Güneş yana yana erirken dağların ardında
Bir Anka gibi küllerinden doğacak sabaha
Kalırsa bir hicran ateşi kalır ardında
Çökerken karanlık hüzün rengi ufukta
Bu kasvetli hicran akşamlarında
Boş bir sandalye ve iki kadeh masamda
Kız Kumu Aşıkları gelir hep aklıma
Hüzün kızıllığına boyanmış karşı kumsalda
Rayihan dolar anason kokulu odama
Ve müphem hatıraların kucaklarımda
Hicranın bir nedamet gözyaşlarımda
İnce ince süzülür yeisli yanaklarımda
Damla damla alev gibi akar içime o anda
Lav gibi dolanır ayrılık tüm damarlarımda
Siluetin belirirken karanlık aynalarda
Bir Anka gibi tutuşurum hareli bakışlarında
Bekir ERÇALIŞKAN
5.0
100% (1)