Kusursuz bir aforizma Cehennemi taşırdı Çemberin dışında hayat Biraz siyah Kırmızı
Yalnızlık yankılandı Münzevi kıymık batışı parmaklarında Oradan yayıldı kan Koridordan geçerek
Bugün gri soğuk Ekimin ikinci günü Yağmur bulutları göründü Yağmur da yalan Her hangi şeyler gibi
Gece uzun Uykusuz kirpik kıvrımı Dalgalar kıyıları acele dövdü Bir ileri bir geri Boğulacağı için mi Korunaklı dua değildi elleri O orada duruyor Gölgesi içinde çürümüş İskeletler gibi
II /
O hala iyi mi diye soruyorsunuz
Değil Öyle değil Yalancı ağızlar söyledi Ayakları prangalı bağcıklı gün Gece avucunu buruşturdu Kendini kıvırarak
Oraya gök gürültüsü yağdı Rüzgâr Kül Pencere altında ölmüş sokak kedisi Az ötede barlar eğlendi
O Uykulu gece Kum zerrelerine martılar düştü Karanlığın derinliği çağırdı gölgeyi Gün Boz Sarı ağaçlar Çellonun kemikleri üşüdü Ama sessizce
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kusursuz bir aforizma Cehennemi taşırdı Çemberin dışında hayat Biraz siyah Kırmızı
__Kusursuz bir aforizma ateşsi cehennemi taşırdı çemberin dışında hayat; çoğunlukla hayat dışında kalan hiçliktir bir bakıma, tıpkı oyun dışında kalan bir çocuğun sahanın dışında beklemesi gibi... Siyah ve kırmızıdır
Yalnızlık yankılandı Münzevi kıymık batışı parmaklarında Oradan yayıldı kan Koridordan geçerek
__Toplum dışında kalan bir kıymık batışı; bir uçlu nesnenin batışıyla kan dolarken koridorlarına yalnızlık yankılanmıştır. İçerdeki gürültü ile dışardaki gürültü çok farklıdır çünkü içerden gelen sesler yankı yaparken dışarda bu yankıyı hava boşluğu alır götürür ve bu bir rahatlatır insanı güya içerden gelen yalnızlık ise boğar insanı... ŞAİR her zaman yaptığı gibi herkesin sıradan gördüğü hayatı burada şiirle okuyanlara farketirmiştir. oysa anlatmak da, anlamak da bir bulmacadan ibaretir, ki çiğ düşmüş yeni yüzyılda hayat paradigmasından
Bugün gri soğuk Ekimin ikinci günü Yağmur bulutları göründü Yağmur da yalan Her hangi şeyler gibi
__Yalan, tek gerçek olan ölüm-müdür yoksa günleri, ayları griye çeviren ruh devinimlerimizden mi tüm bu kaygılarımız? yağmura tutulmak varken her hangi şeyler gibi...
Gece uzun Uykusuz kirpik kıvrımı Dalgalar kıyıları acele dövdü Bir ileri bir geri Boğulacağı için mi Korunaklı dua değildi elleri O orada duruyor Gölgesi içinde çürümüş İskeletler gibi
__İşte şiirin kalbi burada atıyor, şiirin çıtası yükseliyor... yavaştan giderken hızlanmaya doğru şiir dalgalar gibi git-gel değil sürekli dövüyor
II /
O hala iyi mi diye soruyorsunuz?
Değil Öyle değil Yalancı ağızlar söyledi Ayakları prangalı bağcıklı gün Gece avucunu buruşturdu Kendini kıvırarak
__Farklı, estetik ve şiirüstü bir anlatım bir söyleşi ve ustaca...
Oraya gök gürültüsü yağdı Rüzgâr Kül Pencere altında ölmüş sokak kedisi Az ötede barlar eğlendi
__ Eğlence(yaşar) ve ölü ikilemi yani birileri ölürken yanı başında birileri de eğleniyorluğuna devam edebiliyor bir anlamda dünya hem ölenlere hem de yaşayanlara ev sahipliği yapabiliyor olmasındandır. Usta şairler işte böyle kısa ama etkili bir kaç sözl e hayatı gözler önüne serebiliyor...
O Uykulu gece Kum zerrelerine martılar düştü Karanlığın derinliği çağırdı gölgeyi Gün Boz Sarı ağaçlar Çellonun kemikleri üşüdü Ama sessizce
__Ya gölgesi vardır(diri) ya da gölgesizdir(ölü) Şiirde olağanüstü betimlemelerle bir gölgelinin gölgesizliğini dile getirmişti. yer yer göndermeler ve elit vurgularla şiir hep okunası bir eser olarak değerlendiriyorum, gayet başarılı bir dil şöyleşisi ve baştan sona bütünlüğü gözlemledim.
bu şiir kimi kırılgan yerlerimi onarabilir.çünkü çellonun kemikleri üşümüş olsa da ruhumun akordu şiirdeki gibi sessiz ve ıssız bir melodide kendi ayarında.. insan,kanepeye boyunca uzanıp okumadan edemiyor şiiri. odada notalarıyla çello olmasa da bir ritm olmalı mutlaka.sevgiler.
değil öyle değil ........ağlamalklı şiirler söyledi.......imgeleri defne kokulu sesi birkaç oktav düşük gece kendine örtündü...........karanlığının kıvırmlarını anımsayarak
Gece uzun Uykusuz kirpik kıvrımı Dalgalar kıyıları acele dövdü Bir ileri bir geri Boğulacağı için mi Korunaklı dua değildi elleri O orada duruyor Gölgesi içinde çürümüş İskeletler gibi
II /
O hala iyi mi diye soruyorsunuz
Değil Öyle değil Yalancı ağızlar söyledi Ayakları prangalı bağcıklı gün Gece avucunu buruşturdu Kendini kıvırarak
Doğrusu ben hissettiklerimi sözcükleştiremeyeceğim. Hani beğendiğiniz ama tadını anlatamayacağınız bir şey yersiniz de "hani böyle...." der bir türlü tanımını yapamazsınız ya. Ve tadı damakta kalır. Hah işte öyle. Saygılar.
Kim anlar yalnızların derdini. Bir yanda yaz bir yanda kış yaşar gibi ömür geçiyor. Bir boyut farkından başka nedir ki ölüm? Bir elbi,se çıkarıp başka bir elbise giymek kadar. Her okuduğumda farklı manalar yüklendi hafızama. Ölümden yalnızlığa... Ve bir sabah erkenden sigaramı yakıp iskeleye koştum,yağmur soğuk ve yalnızlık. Sigaram söndü, Kibritim yok. Selam ve saygı ile.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.