3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
998
Okunma
Bu gün dün
ve evvelsi gün üç gece üst üste
üç gece
sen ordasın diye dolunaya baktım
uzuun uzun
ve dolunay ve deniz
ve sen ve uzaklar demek geldi içimden
bir yerlere yazmak istedim
bana hasreti tanımlıyor uzaklar ve sen orda
her dolunayda
ve her sen dediğimde istersen alınma üstüne
sen tekil değil
içi çok dolu senin
dolunay gibi tıpkı esrarlı
esrarengiz
bende giz yani giz sende
neyiz
kimiz
hayat nedir ölüm nasıl bir şey ki
severken seni bin defa ölmek ne ki
senin içi dolu
özlemlerim
hayallerim
kırıklığı hayallerimin
gibi düşler
o doymaz merağım bilinmeyenler
sen tekil değil bir kelime ki çoğul
tıpkı sen gibi
üstüne alınma istersen
milletim
hürriyetim
kazançlarım kayıplarım
günahlarım sevaplarım
la
aşk
gerçek bir aşk ölümüne ölümsüz
korkusuz fütursuz
alabildiğine
dolu dolu gibi dolunaya
kana kana
bir gün mutlaka
mutlaka bir gün
olacak diyerek beklentilerimiz
hepsi uzak oysa
soğuk hepsi
tıpkı gibi dolunay
ve cana yakın
ki varsın sen gerçek sen aşık sen sen varsın orda
diye
tam üç gün üç gece
bir o kadar bana uzak
ve deniz ve sen ve uzaklar diyesim
bir yerlere yazasım vardı
hiç bir konuşma geçmemişken aramızda
sanılsa da
oysa ne çok konuşmuştuk susarak
susayarak aşk’a
susarak
aşk’a susayarak
oysa ne çok seviştik hayali kollarımızla sımsıkı sarıp
sarmalayarak
ve umutsuzca
söyleyecek sözü vardı
dudakları kıpır kıpırdı
sor ona nasıl geçti bu üç günü
der gibi
benim de içim
biçim biçim
dolunay kadar renksiz
bir o kadar istekli
işbirlikçi perisiyle
izahı yok bir yaşamın suskunluğuyla
susuyorum
taam üç ömre bedel gece
sen ve dolunay
kısacık bir an diliminde
dilimin de üzerinde tadın
deniz ve sen ve uzaklar
dün gece bütün haşmetiyle
dolunay vardı
27/Ekim/2012/Cumartesi/Bodrum
5.0
100% (3)