0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1049
Okunma

Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de
Sırat köprüsündeyiz sevdiğim ikimiz de
Ya geçip gideceğiz cennetin kapılarından özgürlüğe
Ya da ölüp gideceğiz ayrılığın surlarından toprağa düşerek
Tut artık yüreğimden sevdiğim tut, can bedenden çıkmadan tut
Yokluğun karanlık olmadan ellerimden tut
Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de
Dolunaylı bir gecenin ayazında kalmadan
Baharlar kışa dönmeden, karlar saçlarıma düşmeden
Sarıl nefesinle nefesime, bu can benden gitmeden
Kaç gece yokluğunla kapattım gözlerimi
Varlığımdan habersiz dünyamda yüreğimde yaşatarak
Düşlerimde illegal severken seni,
Koynumda kaç gece sabahladığını bilirmisin ? Sevdiğim.
Yüreğimi hançerleyip giderken öldüğümü bilirmisin ?
Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de
Özlemlerime keskin bir bıçak düşer her gece
Sensiz geçen saatler kanatırken gözlerimi
Umutlarımı yokluğunun dar/ağacına asarken
Hasretler içinde boğulduğum yüreğimi kurşunladım sevdiğim
Aldığım her nefeste seni sensiz yaşarken
Bir adam ölür her gece nabzı durmuştur
Kör bir bıçak yarası kalmıştır yüreğinde
Amansız toprak intikama ant içmiş gibi
Kan uykulardan gözlerini açtığında
Bir de yalnızlığınla sarmaş dolaş olduğun, mağrur sevişmelerin kalır
Ayaz yemiş fidanlar görmeye başlar gözlerin
Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de
İbrahim DALKILIÇ
5.0
100% (3)