3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1475
Okunma

Geçen uzun zamanların kısa soluklu bir nefesi gibiydin
Seni düşünürken gülümser olmadık hayaller kurardım
Bazen kızardık birbirimize, bu kez son derdik ya hani,
Yinede içimden sakın ha, sakın inanma diye yalvarırdım.
Gün olur saçma-sapan şeyler söyler, sonra kahkahalarla gülerdik
Bazen ciddi ciddi insanlığı kurtarırdık da, onların haberi bile olmazdı,
Misliyle bedelini ödediğimiz acılarımızı atar bir kenara
Daha yaşayabileceğimiz çok şeyler var diyerek
Mutlu, umutlu, sevgi dolu yarınlar düşlerdik.
Çok şey değildi beklentilerimiz, herkes kadar mutlu
Herkes kadar güzel günler dilerdik yarınlara dair.
Ayrı yollardan gelip bir kavşakta kesişmişti yolumuz
Ben biraz daha uzun yoldan gelmiştim yorgundum, kırgındım
Gülüşlerin, sevecenliğin, içtenliğin içimdeki tortuları silip süpürmüştü.
Olmaz diyordum olamaz ben böyle birini haketmiyorum
Sen inatla üstüme üstüme gelir, bu senin son durağın
Kurtuluşun yok, kimselere bırakmam seni derdin.
İçimde Firdevs-i Ala’nın gülleri açar,
Tuana olup yapraklarıma yağardın.
Bazen yaşadığın olumsuzluk nedeniyle hıçkırıklara boğulur
Umutsuzca, git kendine bir yaşam kur,
Başımdaki bu beladan kurtulamayacağım derdin,
Oysa bilmiyordun ki, ben seninle yeniden tutunmuştum yaşama
Tam uçurumdan düşerken, tutunduğum dal, gölgesine sığındığım ulu çınar,
Üşüyen ruhumu ısıtan güneşim, duygularımın sığınağı limanımdın.
Şimdi yokluğunda bir mecnun-u divaneyim
Ne akşam sefasının mor yaprakları, ne erguvanların kokusu
Silindi yarınlara dair hayallerim, kürekleri kırılmış bir sandal gibi
Sürükleniyorum okyanusun derinliklerine.
Issız bir ada da bir damlanla yeşermiş kırçiçeğiydim
Yokluğun alıp götürdü içimdeki yaşama sevincini.
Evet sevgili,
Sen yoksan bende yokum,
Abasına sarınmış derviş misali
Ölümü bekliyorum...
12.06.2012
5.0
100% (5)