25
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
3507
Okunma

yirmi altı aralık
anısına...
yüzün en çok avuçlarıma yakışırdı
ve saçların geceye
ay kirpiklerinin ardında batardı
dipsiz uçurumdu gözlerin
-“beni sadece sen sevdin”
...
zamanımın çoğu seni özlemekle geçiyor
ıslanmak deli yağmurlarda
seyretmek güvercinleri su tutmuş kaldırımlarda
ikimizli an(ı)ları savuruyorum
ve bazen saatlerce yürüyorum parkamın ceplerinde ellerim
ellerimde ellerin hâlâ
şimdi artık uzun kuyruklar yok sinemalarda
şemsiyelerin altında yabancı yüzler ve hiçbirinin sana benzemiyor gözleri
kazara seni hatırlatsa kahverengi ceketli bir adam
ses tonundan tanıyor Hayyam*
çoktandır hayalinle başbaşa çay içemedim Bakırköy’de
la havle
neden?
tamda bıraktığın mevsimde
yine Nişantaş’ında
“küpeleriniz ne kadar ilginç matmazel” dediğin yerde
hadi
es/geç anlamsız bir rüzgâr gibi
vazgeç yeniden korkak bir çocuk kadar
artık çok geç
çok geç
yağmurun arka fonu Farjad
sanki ses tellerimde geziniyor arşe
tek oktavlık bir notayım bu koca şehirde
sensiz
sessiz
ve tiz
bir çığlık dudağımda (adın)
… la(l)
ve sen
bir şey söyle diyorsun
bir intihar gecesinde
var gücümle haykırdığım son şiirdi ismin
belki açık unuttuğun radyoda eski bir şarkıydım
ve kendi rüyasından kaçan bir peri
(seni ben kurtarmadım)
bilmem içini rahatlatır mı bunca yıl sonra
-“beni sadece sen sevdin”
de_soulmate