16
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
1922
Okunma

...
I
yalnızlığımı büyütüyorum
çocukluğumun ellerini bıraktığın yerden
utancım mapusta bir sübyan
avlusuz voltalarda
evet baktıkça içleniyorum resmine
yüzünü son kez öpen anneye benzetiyorum kendimi
masal kitabı yırtılmış küçük bir kıza
ve kırılgan bir eylül yaprağına
horlandıkça adım tek gözlü bir korsanın kılıcında
erken ölü/m oluyorum kağıt bir gemiye
gömülüyor parça pinçik şiirlerim okyanusa
dalgalarla öpüşüyor aşk ve acı
s ü r m a n ş e t
acımasız bir kara/basansın sen
II
kar dedimde
yirmiyedi/nci aralık
kar yağıyor İstanbul’a
yüzüme sinmiş hayalin üşüyecek diye ödüm kopuyor
yumuyorum gözlerimi ürkek çocuk gibi
adımlarında eriyor kirpiklerimde buz tutan kar
biliyor musun seni çok özlüyorum
bu aralar
köhne bir masanın üzerinde dirseklerim
ve boğazımdan geçmeyen bir salep
-ağlamıyorum hayır
tarçın kokusu gözlerimi yaşarttı farzet
biliyor musun gözyaşlarım
hırçın
huzursuz
ve yabani
bu aralar
( gelde evcilleştir)
tat vermiyor denizi seyretmek
dizinin dibinden ayrıldıktan sonra düş(gemi)lerim
ve rüzgarın kasığına dolanan bir uçurtmanın ipinde
linç edildiğinden beri bütün heveslerim
biliyorum ki ben hiç reşit olamayacağım aşka
avuçlarımda kanarken ektiğin karanfiller
vagonlar dolusu matem taşıyor şimendiferler
elim yüzüm hasret karası katran
kar yağıyor İstanbul’a
biliyor musun üşümüyorum hiç
üstüne titrediğim herşeyi yitirmeyi öğrendim çoktan...
de_soulmate
yorumsuz lütfen