8
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1345
Okunma

Gülnur Ateşoğlu
Kış ayazından geçerken yalnızlığım,
Yol boyu çoğalır türkülerim.
Bir bacanın kurumu sürülür dilime
Zifiri karanlık .
Ahh ne zehir-i zıkkımdır o tadlar
Ulumalar peydahlanır,
Titrek sokak başlarında
Hangi cesarettir ?
Dansa kaldırır yalnızlığım beni.
Kuyruğu kesik bir köpekle
Kuyruğu basık köpeğin düetinde
İtiraf günleri başlar deli Necmettin’in
Tutunca sancısı
Periyodik aylarda
Gecekondu demez evim.
Soğanı bol tutulmuş piyaza nazır
Günah çıkartır şapkasından.
Tıngırdatırken ayak altındaki şişeleri
İçinin içi gözükür
Deli Necmettin’in
Yırtık çorabından
Hiçliğine yakın
Piçliğine uygun
İçi gider Muazzez’in kırık topuğuna.
Ahh daha kaç makamını söylerim karanlığın.
Öpülmeden dilimin uçları
Geçer mi yarası.
Dökülüverir tenimden kurumlar
Tenimden içeri
Karanlık dediğin
Kaç ton gelir
Ağrına gider mi gecenin ?
Bir kapı çarpılır yüzsüzlüğe
İrkilir yalnızlığım
5.0
100% (10)