2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1056
Okunma
bir taşra şehrinde
daha ağırdır yağmur
gülüşler temkinli
sabır el yapımıdır
yalnızlık
ıssız sokakların bekçisidir
gedikler açılır surlarında
zamanla
ki zaman asla dostun değildir
dedikodulu karanlık sızar odana
muhtaç kalır insan
midesine dek ciğerlerini dolduran
derin bir tek nefese
öfkeyle kabaran koyu lacivert
kış denizine hasret
her gün yeni kimlikler giydirilirsin
denenirsin
kısa mesafeli sokakları üç adımda
devirirsin
ilgilenmeyeceğin haberlere sevinir
önemsemeyeceğini zannettiklerini dost edinir
saksılarda aşk yeşertirsin
gölge oyunları yazar
rolleri kendin oynarsın
bir taşra şehrinde
daha yıkıcıdır bahar
koklamayı düşündüğün papatyaların
eski, kuru dikenleri vardır
ısıtamaz hiç bir kor
güneşle üşürsün, ayla donar
ağaçlar donanır, doğaldır, çiçeğe
renkler dönüşür yüzünde hüzne
yalnızlık
duvardaki saatin yelkovanıdır
masada bir tabak, bir bardak
bir kaç kadeh dindiremez
süzülürsün içine içine
dökülürsün ince ince
bir taşra şehrinde
daha ölümcüldür yalnızlık
bir taşra şehrinde
sevdiğin terk edince.
nd//
5.0
100% (1)