8
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1438
Okunma
bir edepsiz tarhiyat daha mumlandı dün
iç içe bir yalnızlık daha sobelendi
sırrı pek aynalarla hüzün bölüşürken
serildi alnıma çift kişilik mitilsiz yorgan
bugün senin doğum günün
bakıma alınmış çiçekler var şimdi
sesini heceleyen kuşlar
bir bakı’ma hevesli fincanlar
uzadıkça uzadı roman
dünler yetişemedi
yeşeremedi bir türlü boz bakışlı endam
zamanın tüm tenasül organlarını kestim tablolardan
aralık dokuz doğuruyor yine
anlasana
bugün doğum günündü işte!
haylaz ıstıraplar sökün halde sokuluyor
yırtılmış takvimlerin dikimevine
sen sırtı dönük sırıtıyorsun hâlâ
ben sessiz sinema dublörleri gibi haykırıyorum geçmişe
yem saati gelmiş havuz içi balıkları gibi
dargın bir dağınıklık kokusu havada
yine oradasın işte
duruyorsun kopkoyu
insanı en kışkırtan makamda
gözlerin tavanda oluyor hep
ellerin yakamda!
şimdi
bulunması en zor kan grubu gibi
sana seslenmek
seni hatırlamaktan daha zor sana aşermek
ve keşke kolay olsaydı
kırk
katlı
bir
gökdelenin
doğu
camlarından
bakan
sarı
saçlı
birer
çocuğun
avuçlarına
mum
tutuşturmak
kadar!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (14)