22
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1766
Okunma
bora’nın kitabı’na ithafen.
-1-
gerçekliğinden şüphe ediyorum bazen geçmişin...
cehaletin getirdiği bunca acıyı taşıyan omzumun çökmemesine
gözlerimin sönmeyen ferine
ve ecelime susadığım saatlerde gelmeyen ecelime
inanamıyorum.
sırtıma inen yumruklar
elime saplanan iğne
tekme tokat dövülmüşlüğüm, sövülmüşlüğüm yüzüme
ve susturulmuşluğum
kadınlarla birlikte.
kaç kez yattım da ölüme, sırtını dönüp gitti.
-2-
niye ölmüyorum anne?
kaç canım var daha linç edilecek zalim ellerce
kaldı mı gururumun sağlam bir yeri
nedir bu coğrafyadan kurtuluşun bedeli?
sus anne sus!
içinden geçenleri duymasın kimse!
toprak incinir, yaprak incinir
yüreği taş kesilmişler kızlarını satar köy kahvesinde
’insan’ incinir anne
insan incinir!
-3-
tanıdık bir yüzle taşındım geçmişe
ordaymışım meğer hala, bizim köyde.
anan baban öldü dedi kan kardeşim recep
üzülemedim.
cemile’yi sordum sonra
anlattı.
hani şu ayağı sakat diye 14’ündeyken sattığınız ihtiyar herife
’işe yaramaz, sakarın teki’ deyip getirdiğinde bir daha dövdüğü babamın zalimce
’asmış kendini’ dedi recep.
ölüm taşır şimdi beni sırtında lakin yüküm ağır
insanlık kaldırsın tabutumu mezara, ancak taşır.
5.0
100% (25)