8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1069
Okunma

Artık güneş doğmasın bu kentte
Bir yıldız daha kaysın
Zamanın acımasız girdaplarında
Ruhum kedere bulansın…
Her zerresinde eleme boğulmuş hayatın
Kim bilir kaçıncı sahne sindeyim
Yitik bir figüran misali oynuyorum senaryomu
Sonunu bilmediğim bir trajedinin son perdesi mi yoksa
Yoksa yağlı bir ilmiğin boğazıma düğümle-nişi mi?
Sorgulamıyorum.!
Nedensiz niçin siz oynamak istiyorum belki de
Son perdeyi…
Güneşe hasret değil miydik zaten
Yitik figüranlık yaptığımız bu kentte
Soluk bir ziya ile ışık tutan geleceğe sarılıp
Dört elle
Umuda koşan umutsuzlar değil mi idik
Takatsiz bedenimizi taşıyan mecalsiz yüreğimizde
Tek sıkımlık bir can idi taşıdığımız
Boğulduk.!
Artık güneş doğmasın bu kentte
Feri kesilmiş bu can taşımıyor yıldız kaymalarını
Kapansın bu oynanan trajikomik perde
Bir adım dahi atacak mecalim yok
Soluk almaya takatsiz ruhumda
Yaşamaya gücüm yok…
Ölümü özleyen bedenimi
Daha fazla örselemeyin sessizlik istiyorum
Hatta bir köşe kıvrılıp sabaha uyanmamak.!
Nasılsa iki kürek toprak atan bulunur
Bu günahkar bedene
Siz atmasanız da.!
Ölümü özlüyorum
Her gün biraz değil
Tek celsede.!!!
Şiirime yorumu ile renk katan değerli kardeşim Seyide Cinaloğlu Doyran’a teşekkürler..
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin Uğruna”
5.0
100% (8)