sanma ki çıkınımda sana dizecek sözcük kalmadı
zor zenaatlara soyundum,kuş yüreği misali parmaklarımla
midas derin,midas sabır
ayırdım zamanı parçalarına
bakalım;bu devranın ölü otu hangi kuyularda



ey..! sevdalım,canımın özü
zırlamasına zırlarım da uğruna yorulmadan
yarenlik sanarlar sonra,halley geçiyor ya yurdumdan
hele çıksın da bir,uzun kuyruklu gölgeler aradan
hokkam kuru ot boyaları renge kırılgan



soyulmuş kaya mezarı hislerim,karbon ondörde bağlı duygu sonuçlarım
ondandır ki;kapalı lügâtım şekl-i çizgilerden yana naçarım



ve çeliğe su verilir bir gün,çarklara çomak sokulur
saatçi ustaları döker demleri tezgâhına,ince yağlar dökülür
zaman ayar tutar,kırık kalemler bilenir
ebem kuşakları renk değişir
sıra geceleri bu
gün gelir,bu şehrin tüm tanıkları dinlenir



inandın mı bana,mühlet tamirde
sülayman’nın mührü vurulurken bizans karanlığında bilgelere
aşkın yorumunu istersin benden
son yutkunuşum gemici ilmeği göğsümde
giderken ipe



seni de yazacağım,uğrun uğrun bakma öyle
lâkin,eğim var bir dişlide
dönmeleri durdurdum,hepsi masada işte
en nadide kumpaslar elimde,teker teker ölçüde
yeter ki sen,halley’in geçişini bekle











kasım