21
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2166
Okunma

en ince dalında ağacın,en tepesinde durmayı denedi kuş
havalandı sonra alçak dallara
hava ağlaktı,yortulu gökyüzü
gördüğüm çıkıntılarda
nereye baksam bir ur vardı yapraklarda
soluklanacak bir şiir odası aradım
içimin koridorunda
sesler homurtulu dışarda
adamlar güz
telâşsız,ağır adımlı
kimse yoklamıyor kalbini
pofur pofur sigaralar
lâf-ü-güzafda
dünya nereye gidiyor muhabbeti
ben’lik uzakta sorgudan
adım yok kendinden aşağı
ya da yukarı, ne bileyim
sesler uzayı deliyor
-tık yok-
bazıları sesin bulun/a/madığı yerde
kuruyor düzenini
patriotlar falan gırla gidiyor
nato toprağı burası
üstüne basa basa söylüyor bir adam
susuyor diğer adamlar
nerde oturuyoruz
nerde ayağımızın değdiği yer
uzayda hazır değilken yerimiz
zaman dahil her şeyi
harcıyoruz
ağacımızda büyür urlar
sarar meyveyi tohumu
kim bağladı gözlerinizi beyler
nasıl bir dünyaya uyanacağınızı umuyorsunuz
poponuzu kaldırmadığınız yerde
ya da parmak kaldırdığınızda
yanlış şeylere
kuşlar uçun
daha yukarıya,daha yukarıya
en ince uçlara konun
en büyük gezegenlere doğru çırpın kanatlarınızı
kirlendi dünya
ah şiir!
yine bulamadım odanı!
1. 12. 2012 / Nazik Gülünay