23
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2069
Okunma
Bir çoban sürüsünü otlatıyor
Yanık kavalının sesi
Kulağa hoş nağmeler yolluyor
Hasret hüzün özlem taşıyor
Yitip giden sevdasının acısıyla kavrulmuş
Garipliğin ezilmişliğin yoksulluğun yükü omuzlarında
Ertelemiş vuslatını başka baharlara
Sırtımı dayadım yaşlı bir ağaca
Karşımda başı dumanlı dağlar
Ayaklarımın ucunda şırıl şırıl
Bir dere akmakta
Koyunların meleyişleri
Kuzuların analarını emişleri
Kuşların cıvıl cıvıl sesleri
Ve doğanın her bir rengi
Ortalık renk cümbüşü sanki
Azığım bir kaç zeytin tanesi
Biraz peynir bir baş soğan
Yayıkta yeni yayılmış ayran
Çağırasım geldi çobanı
Ve erteleme
Başka baharlara sevdayı
Çok geç olmasın sakın
Diyebilmeyi istedim
Sonra vazgeçtim
Desem de ne değişecekti ki
Yoksulluğuna çare değildi ki
Azığım boğazıma dizildi
Gözlerimden yaşlar süzüldü
Yürek garip çobana üzüldü
Üzüldü üzülmesine de
Çare değildi ki ahh keşke olabilseydi