3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
998
Okunma
sarmaşık şiirleriyle kopuyor bileğimden elim
parmak uçların beliriyor, parmakların uzuyor
yerinde camgöbeği yağışında sınırsız elin
kış; buz tutan melekler mevsimi
dudaklarımı hangi cama yapıştırsam
Tanrı toplu iğnesiyle başımda
sözcüklerim kanar
gücenir harfler mübadele anında
ayaz bir bedeni dörde
ruhu on dörde böler
eğer dün gün ile sevişmekten cayarsa
gölgesini içtiğim iblis
valsin, el feneriyle aranan
yitik melodisi
dokunmak kar yangınına
en büyüleyicisi
bu kent böyle olmadığı mucizesiyle
yazamadığım lanetiyle güzel
duvar cepleriyle
saat sıvalarıyla
enine dikey
boyuna yatay
söküklerinden sızan aydınlıkla güzel
karanlık önce eklemlerinden başlayacak aşkın
aydınlık peşinden gelecek, üşüşecek saçlarına
bir gün belki bir şehirde
Tanrı aydınlıkla karşılaşır
toplu iğneler saplanır
bilir; karanlık olmadan
aydınlık imkansızlığını
bir gün belki bir şiirde
kadın kavuşmakla karşılaşır
trenler içimizden
içimiz vagonlardan ayrılır
bilir; ayrılmadan kavuşulamayacağını
5.0
100% (15)