Sokakların barut kokan havasında
barış yürekli çocuklar ...
Kardelenler örtün kanayan dudak kıvrımlarınıza
mayın tarlalarında
başı dik başaklarla süsleyin!

Ölüm ormanlarında yalnız kalmayın kurtla kuşla
yem olmadan kapın fenerleri
sürgün güncesindeki hayal ülkesine
bugün içimin çocuk yanları alaz halde
kurduğum ülkemin kıyımı ferman edilmiş
artık türküler sazım tellerine urgan ezgisinde
siz bakmayın benim isyanıma
seğirten gülüşlerinizle deva olun matem yanıma
alacakaranlık ışıklarını topladım
salkım saçak derliyerek
bebek ülkesinde isyan ateşlerini harladım!

Turnaların kanadında gözyaşlarınızı sakladım
dilim sessizlik orucunda…
Bu kan durmalı!
Irak’ta Filistin’de bizim sokaklarda
gözümüzdeki yaş durmalı artık
turnalar anavatanına yol aldı
gözyaşlarımı saklıyor cehennem çukurunda
dönence barışa doğru yalpalamakta
size bir yol açtım
haydi kalk…

Gökkuşagının perdesinden zamana geçiş yap
haykır sesini tüm maktuller duysun
işte o zaman varlığın varlığıma eşdeğer
zeytin dalındaki eller edepsizlik yapar
maskeler geldiği zindanın kör evresine dönsün
kara gözlerimdeki öfkenin kahkahası
yüreğimdeki yalnızlığı tetikliyor

nemrut tanrılarının sofrasında çocuk bedenleri
yüzleri şeytan ayininde
sus ki;
yüreğim ayağa kalkmasın
başa bela olurum............




Sermin Çınar/İzmir