Susuyorum...
Boğazıma kuru bi aşk kaçtı
kalbime inemeden, canıma takıldı
göz yaşıyla sulandırılmış rakılar bile yutturamadı,
büyük lokmaydı, kocaman bi sözdü ;
istemiyorum, vahiy gibiydi...

susamıyorum...
Kızgın harfler basılıyor dilime
acılar karışıyor içime
anılar kırışıyor gözümde
küskün bi organ taşıyorum artık içimde!
Gözümden düştüm...
Çok acıyor şimdi, yerlerdeyim
bilmediğim yerlerde...
Hadi, söyleyin!
görünen aşık kılavuz ister.
Alınmıyorum ki ben,
alınıyorum en ucuz, kaçıncı ellerden...
Ayrılık geçmişten bir yanık izi
geleceğe kehanet.
en büyük felaket belki sevmek
nispet yapıyor mutluluk,
kader-kısmet diyor...
Kader, keder biliyorum...

diyorlar ki :aşk meşk yalan
bende diyorum,
ona yalan, buna yalan.
Diyorlar ki :aşk bir işkence
diyorum,
o da bi eziyet mi ?
Siz o gidişi görmediniz bence...
sanıyorlar ki hala ona ölüyorum,
ben yokluğunda diriliyorum
yemin ediyorum ;
gülebildiği kadar gülsün,
hıçkırıksız bi hayatı,
irice bi kalbi olsun.
Gülü bildiği kadar görsün,
yalnız bi gecesi,
beyaz bi gelinliği olmasın.
Söyleyin ;
beddua değil bunlar iyi niyetler...
Ha bi de söyleyin ;
aynalara gerek yok, rüzgara karşı tükürse,
yeter...

A.Sercan
20.08.2011 - 01:11