1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1663
Okunma

Sadece tek bir kez Aşk’a açacakken kendimi,
kim bilir kaç ten tuttu ellerimi...
Bozuldu artık kalbimin zarı,
şimdi bir orman yaprak dökülsede üzerime,
saklayamam günahlarımın mahremiyetini...
Ah aşk ah!
Geçmişe dönebilseydim bir anlıkta olsa,
yine seni yaşardım o anda...
Ve o kısacık anda,
alıp getirirdim seni şimdiye
tutup kolundan...
Getirirdim de, yine kirletirdin benliğimi
ah aşk ah!
Ne hallere düştün sen!
Belki kendi isteğinle, belki başka isteklerle...
Aşk...
Topuklu ayakkabı sesleri eşliğinde şimdi,
sokak aralarında
ve bir sakız gibi dudaklar
ve herkeste mevcut uzuvlar gibi bacaklar
ve hep bu aralardan ibaret...
İhanette temizleyemez seni artık
bir yosmanın gözündan akan birkaç damla rimel ve yanaklarda ruj lekesi
gırtlaktaki o yutkunma sesiyle beraber
bir yıldızın kayması gibi kaymıştım - sana - ve bütün senlere küsüm artık...
Yanılıyorsun...
Ben taş kalpli değilim
sen bana taş attın!
Ben onu bağrıma bastım.
Ah aşk ah!
Ay bile küstü sana.
Bak kaç gecedir hep bulutların arkasında
yüzüne bile bakmıyor,
ne dualar ettimde hiç karşıma çıkmıyor...
Ama orda biliyorum..
Bende ona inat sigaramın dumanına saklanıyorum.
Bak bak, görüyor musun¿
Bu dünyada benden daha tembeli yok!
Sadece düşünüyorum.
Öyle boş boş yazıyorum...
O kadar boş ki hiç kimse duymuyor
ay bile...
Ah aşk ah!
Öyle bir küstürdün ki, ayı bile...
Bile bile, biliyorsun..
Ben son bedduamı, ilk sana ettim...
A.Sercan