Şimdi gitme vaktidir sevgili...
Tutmadığım ellerinin terini,
elime,yüzüme sürüp,
arda kalanları içime bastıra bastıra gitme vaktidir...
Duymadığım sesini kulaklarıma çınla’ma diye anma vaktidir...
Görmediğim gözlerine son kez bakmışcasına,
buruk bir elveda ile artık gitme vaktidir...

Dokunamadığım teninin kokusunu ,
burnumda nede güzel tütüyorsun diye kendimi avutma vaktidir....
Rüzgar’a karşı savrulan saçlarını,
yüzünden alıp kulaklarının ardına koymuşcasına,
ve ellerimde saçından bir tutam tel kaldı diye,
avuçlarımı yıkamayı bırakma vaktidir...

Tatmadığım dudaklarınla,
son veda buse’si ile gitmişcesine gitme vaktidir şimdi sevgili...
Vücudunu sarmadan,
kucaklamadan,hissetmeden sıcaklığını,
ve bunların hiç birini yaşamadan,
sadece hayallerimi,
düşlerimi,umutlarımı,dünlerimi,
yarınlarımı ,
ve doğmamış kızımızı da alıp,
sırtımdaki heybeme doldurup,
olabildiğince uzağa gitme vaktidir sevgili...