44
Yorum
43
Beğeni
0,0
Puan
3027
Okunma


Tut ki yitirmişim rotamı
Açık denizlerde pusulasız
Gözündeki güneş yakmış tenimi
Ay ışığı altında
Boğuşmuşum dalgalarla
Savurmuş beni saçlarında rüzgâr
Sığınmışım rıhtımına
İpek halatlarla bağlamışsın beni yâr!
Tut ki böyle başlamış gönül maceram
Akıntısıyla gelgitlerin her gece
Kıyılarına vurmuşum köpük köpük
O büyük kum saatinde,
Her tanesinden ıpıslak süzülürken zaman
En dar yerinde aşk kodlanmış genlerimize
Ve büyük bir patlamayla
Sıfır noktasında kaybolmuş kainat!
Tut ki yeni bir evrene saçılıyor tohumlarımız
Üç/gen, beş/gen, sekiz/gen; çok gen
D/erken sonsuzu saran boşluk
Aşk; akıl almaz sarhoşluk
Aşkın plâzmasında uçuyoruz sevgilim
Tanrı parçacıklarıyız biz
Sende bende bir dünya
Kaybolmuş o mendebur dünya!
Tut ki insanlığın milâdı bizimle başlar
Ben yeni Adem, sen yeni Havva
Bu kez beni sen yaratmışsın; ikimiz de çıplak
Senin canın elma çekmiş, benimki ayva
Kesip göbeğinden fırlatmışsın
Bir gün atlı gezmişiz bir gün yaya
Kafdağından uçan balon
Girmiş masal gibi yepyeni bir dünyaya...
Tut ki örümcek örerken ağını
Aşmış ışık kendi çağını
Ve bir gün uyanıp sana bakmışım
Saçlarına geceyle yıldızları
Gözlerine gündüzleri takmışım
Her âşık ay’a bakar;
Ben âlemi yaratıp, alemin seyrine bırakmışım
...
Tut ki sevgilim; yüzüne baktığın ayna benim...
Şaban AKTAŞ
11.10.2012