6
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2438
Okunma

turunç kokulu coğrafyanın çocukları
dargın durur leylağa
balık dili sözlerini toplar
dalgası, tutmaz megahertzlerin,
kırık ezgisi düşer geceye
enstrümantal yalnızlık-aşk-
köpürür deniz gözlerinde
sonra, çok sonra
anason çiçekleri açar
yarasa,ya-ra-sa
neon yüzlü sokak başlarına tüner
sarkık uçlu dünyalarının
çatal ayrımlarını yoklar
turunç kokulu
sıkıştırır elinin kirini
harman sonrası bir şehnaz gülüşüne
kırk tövbe düşer tan sökümlerine
bereket arar Çukurova döşünde
çağıl çağıl bulur yolunu
kıvrılır güzden-yaza
destesini yükler sırtına
ayrılır başak, ayrılır saman
siler Toroslar terini
kara gözleri –yol çeker-
sivri burunluların basar ökçesine
yadigar otuzüçlüğü alır eline
yutturmuşlardır bir mezatta Oltu diye
gözlerine efkarın ala şafağı saplanır
dalgası, tutmaz megahertzlerin,
kırık ezgisi düşer-aşk-
çeker yadigarı /çeker kapıyı
çeker
ıssızdan terk eder
ulur itler
gözlerine çakılır makine ışığı
iner kasabaya
dikilir neonlu sokak başına
yoklar afişleri tek tek
sormaz/soramaz
bilmez ki kaç şehnaz mevsim geçti
bilmez ki her şehre asılır afişi
gözlerine sıçrar anason
erir
yüreğine sıçrar anason
erir
gözlerini diker Toros’un öte yüzüne
yahya incik/16.01.2011 saat:10:53