7
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1430
Okunma
Öylesi bir aşk ki bu, nasıl anlatsam, nasıl?
Bilmem yazar mı kalem? Bilmem yeter mi kelâm?
Leylâ-Mecnun hikâye, kara sevdâ bu asıl
Bu âşıklar önünde herkes durmalı selâm
Oğlan yiğit mi yiğit, kız kuğu kadar zarif
Öyle ki güzelliği cümle âlem dilinde
Üc beş kelime ile etmek imkânsız târif
Sormayın nerde yaşar? Yurdun hangi ilinde?
Yaş yirmiye gelende düğün dernek kurulur
Davul zurna çalınır ve gelir vuslat ânı
Oğlanın anasının yüreciği burulur
Ondan ayrılacak ya, biraz sıkılır canı
Bir yandan da mutludur, görmüştür bu günleri
Evlâdını büyütmüş, murâdına ermiştir
Geride bırakmıştır acı tatlı dünleri
Halaylar eşliğinde sevdiğine vermiştir
Ve aylar sonra
Oğlan nöbet tutarken yavuklusu başında
Kahpe bir kurşun değer, kan toprağa karılır
Ve bir daha büyümez, kalır yirmi yaşında
Ayrılmamak üzere sevdiğine sarılır
Îzahâta gerek yok, anladınız sanırım
O artık bir şehittir yârin koynunda yatan
Ben her ikisini de gâyet iyi tanırım
Oğlanın adı Mehmet, kızın adıysa Vatan.
24eylülikibin12
.
5.0
100% (7)