2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
998
Okunma
...
annem ve çok yakın çevrem;
kadim bir sevda göçüğünde kalmış
ağır hasta varlığıma
mutluluğa sarılan tutsaklık ilacıdır diye
yeni bir aşk tavsiye ediyorlardı şiddetle..
tümcelerin ç/akımı yormuştu yarımca aklımı
pencerenin perdesine kuruldu saatler..
düşüncemden beslenen inzivai planlar diken olmuştu yatağıma
akrepsiz bir yelkovan denetimli serbeslik veriyordu karabasana
toparladım geçmişi öğütlerle çekmecede ne varsa
küçücük odamla kaçıyorduk dünü olmayan salaş bir zamana
az gitmedik
izini gördüm gözlerinin can kenarında
eylülle açılan beyaz sayfanın yanına çağırdım usulca
sarıldı kızıl saçlı aşk kalemi utangaç parmağıma
üç gece süren boran fırtına
asudeyle uyandı sevda kutsallığına
yanımdaydı/ilham bakışlı masal devi/
hulya pembesi sürüyordu mısralarıma..
bitsin öykü burada sarıp dolanayım şiirin boynuna
sürüp sürüklensin hatta çile taşlı hasret yoluna
lâtif bir dilin raksında kurguluymuş sözleri
sezmiş kalbimin zaafını koyu kahve gözleri
dağlamış yüzünün riya ışığı acıtmadan benliğimi
intihal lügatine önsöz yazmış aşkının mineleri
ilk görüşte işlemişti yüreğime yalancı oyaları
susuyordu masumluğun çiçek döken yapraksız dalları
saçlarının sarısına saman alevleri ikinci günüde sarmıştı
henüz bir şiirimi dahi varlığınla okumamıştı
çürüyen zambaklar yabani otlardan daha kötü kokardı
fakat/tabiat;
sansürlemiş gözbebeği,silinmişti ruhunun mor halkaları
ve.. hâlâ
üç rakamına;deruni mânâlar algısında kuytulara
mukayese hevesi vardı aşk sanrılı sersem çarpıntılarda
...
5.0
100% (5)