Sen güneşle yıkanmayı bilmiyor musun yoksa?
Bilmiyorsan eğer,bunu sana öğretmeyeceğim.
Senden öncesine yığılmış onca sözüm varken,
Sen nüfusuna alırsın diye sessiz kalmayacağım.


Aynı kefeye koyma hevesine şaşkınlığımı mazur gör,
Şahsına bahşettiğim yer bir saray değil belki.
Lakin gönlümün dergahıdır ki,
Her halinle kabulümsün.


Ben seni yanlış anlaşılmak korkusuyla sevmedim ki,
Anlayışının karalığı yüzüme keder dizsin.
Canıma dert etmiyorum seni,
Varlığın omzumda en yüksek rütbe,
Saçların göğsümde onur nişanıdır.


Üstüme sıçrattığın sevda lekeleri,
Saatler devrilirken misk kokuyor,
Amber saçıyor yemyeşil bir vadide kafiyesiz dizeler.
Bana bulaşma Ey ismi Yüreğime lal sevgilim!
Senin ayrılığın beni gönlümden vurur sanma,
Zira anasının evine dönen gelinin bohçasına ancak sığıyor.


Dersen ki;
Bu uzaklık benim başımı dertten gafil edendir,
Var git diyar diyar yol et,
Gamsız başında sefa sür meşk et.
Dolaşıp geldiğin dergah aşk evidir,
Kilidi gözlerimdendir.
Eğil...