28
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1518
Okunma

ilerde
yalnız gölgesi belirgin
güvercinbeyazı
kanatlarında uçan
bir ışık demeti
önce dönüyor çevresinde
mevlevi etekleri
aşk şarabından
başı döngün
insancıllığından içiyorum
içtiği sevgi
ondan çıkıyorum yola
karanlık çatılarda ayla birlikte
kulak verip karanlığın sessizliğine
bir bardak düşüyor
mutfağın eski betonuna
cam kırıkları
ayağımı oyalıyor
durmadan ağ örüyor duvarlarda
örümcekler
gölgesi belirgin ilerinin
umut mavisi
menekşeden
sıkı tutuyorum kalemi elimde
yazıyorum
bir dağ odunu bağlamışlar gözlerime
insanın tavuktan değersiz olduğu
dağlardan kesip
her tür ayrılığa bırakmışlar
odunu fırlatıp atacağım
çözeceğim
kırk düğümle bağladıkları kollarımı
yürüyorum ayla birlikte
alaylı gülüyor karanlık pencerede
saksıdaki sardunyanın kırmızı yüzü
bir parça koparmış aydan
bilemiyor
nereye gizleyeceğini
ilerde
beyaz zambaklar gölü
bekliyor
küçük güvenli adımlarımı
bataklık değil iyiki
boğazıma sinsi sessizliğiyle batan
karanlıklar
bir tarla dikenli verimsiz
asık yüzlü, sağlıksız
elinden tuttuğum çocuklar
bir kaç tepe aşınca
ince taşlı yoldan
geçiriyorum ay’ı
iğne deliğinden
kör yerde
yaşlı söğüdün dibindeki
karıncalara varıyor
yansıması
rüzgârlı perdelerden giriyor evlere
ilerde
demek istemiyorum
var olan şu an
ayaklarımın soğuk eklemlerini ısıtacak
fırtınasız ay
yutkundurmadan
titrettiği yürek telimi
çalayım
tımbırdatayım
dut gibi yere düşen
insanlar ezilmesin
Nazik Gülünay
5.0
100% (21)