3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1149
Okunma
gördüm
seni son beklediğim duraktaki akasyaları kesmişler
asılı kalmış dallarında gözlerin
kuru yağmursuz
duvarlarında tozu kalmış sana verdiğim çiçeklerin
durakladım zor tanıdım
tabelası bile değişmiş fakültenin
sen yaban ellere
ben süngü gölgesine yol ayrımının
kaldırımlar kara kaldırımlar yara
terlerken ellerim ellerinde
en soğuk günündeydik ankara’nın
bir komünistin gözünden baktın mı şehre hiç sevgilim
çocuk gibi sevinirken kuğulu’da
rüzgâr gibi geçti biletine
üzülmeyesin diye
yaşamak renkli yaşamak beyaz
tüm grilerin üstünü örttüm gizledim
ne uzaklar gördüm senden sonra ne uzaklar
hem yol hem gönül uzakları
serçeler tanıdım her sabah beşi sekiz geçe gelen
varmış gibi sanki bende somun isteyen
hamurdan değil pencere demirleri
mektuplar yazdım olmayan sevdalıma yanıt beklenmeyen
ne kadar da büyümüş bu durak yeri
şehir talan kaldırımlar boyalı
yarıyı çoktan geçti taşradan gelen delikanlı
otuz yıl önce gelsem
genede kavlim der misin
bin yıl beklesem bu mekânda bir defa gelir misin
kasım
5.0
100% (6)