19
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1053
Okunma

Beni daha ne kadar üzebilirdin ki...
Kararsız bir yolcu gemisi gibiydin
Rotası olmayan
Daha önce aldığın bir kaç yolcunun da
İneli çok olmuştu bu yorgun gemiden...
Her uğradığın limandan
Kendin gibi rotasız yolcular alıyordun.
Kaybolmuş yitik bir umudun peşinden
Öylesine sürükleniyordun kendinden kaçarak.
Çocukluğunda öldürmüşlerdi umutlarını
Çöpleri karıştırıken tinerli burnun
Daha o zamandan öğretmişlerdi sevgisizliği koklamayı
Annenin koynundan kopmanın ağıtlarını
Daha o yaşta yakmışlardı yüreğinin ortasına.
Kendin bir bedel ödemiş
Karşılığında ruhsuz bir beden sahibi olmuştun
Yağmurlar öperken soğuk yüzünü karanlık gecelerde
Kendin gibi yok etmeye yemin etmiştin sevgiyi
Veresiye yaşıyordun
Bazen ödemeden bedelini kaçiyordun ardına bakmadan..
En çok da
Sabahları fırından çıkan sıcak ekmek kokusu
Sana sen olduğunu
Sana bir anne baba kokusunu getirirdi açlığına
Daha bir içlenir
Damarlarında olmayan yuvanın özlemini akıtırdın.
Ve biz işte böyle bir dönemeçde karşılaştık seninle..
Her sözünle vururken beni sırtımdan
Her sözünle öperdin bir türlü ısıtamadığın dudaklarımdan.
Ne sen öldün bu sevdadan
Ne de ben öldüm
Gitme vakti gelince bu limandan
Çocukluğunu sarmalayıp kundak yaptım
Anne sıcaklığı ile sarmalayıp
Burnuna en tatlısından kendi kokumu doldurdum.
Limanda sana el sallarken kırık dökük ellerimle
Rüzgarlara fısıldadım gönderdim adını
Seni ne kadar sevdiğimi getirecekler
Ayrıldıktan sonra dönmiyeceğin bu limandan.
Bil ki çocuk istediğin kadar sevildin
Sen bilmesen de
İstediğin kadar özleneceksin
Hiç dönmesende.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (12)