5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1077
Okunma
Açlık bu
Yokluk-yoksulluk bilmez
Yemek gerek.
Dört kişiler
Ana-baba iki evlat.
Oturmuşlar
Karınları, guruldayarak
Üçüncü sınıf lokantanın
Kırık bir masasına.
Önlerinde
İki kase çorba
Onbeş lokmalık ekmeğide beraber.
Bir kase anada
Diğeri babada.
Ana
Bir lokma ekmek atmış ağzına
Bir kaşık ta çorba
Çiğneyip duruyor
Sakız çiğner gibi
Bitmesini istemezmişçesine
Yutkunmaktan korkarcasına
Baba da ondan farksız
Gözleri kapanır yorgunluktan
Ana
Mammm der.
Sokar bir lokma ekmek
Çocuğun ağzına.
Arkadan bir kaşık çorba
Çocuk yer.
Ana, mammm der
Bunu
Kardeşi görür,
Baba, mamm der
Der de der.
Bitmiştir çorbalar
Taslar kururcasına.
Ekmeklerde
Son kırıntısına kadar.
Su da içilmiştir üstüne yemeğin
Ohh!
Yarabbi şükür!
Doymuşturlar
Dörtbuçuk lira hesaba karşılık.
Guruldaması bitmiştir
Karınlarının.
Mutludurlar sabaha dek.
Akıllarına gelmez hiç,
Beslenme uzmanlarının sözleri,
İnsan hakları.
Düşünemezler
Fantom’ları, savaşları
Konferansları.
Yaşama savaşı verir onlar.
Düşman güçlü,
Silah yok,
Fakat,
Yarınlarından ümitli.
İki çocuklarından
Bir de doğacaktan
Ümitli…
Savaş ERDEM
Not: 1974 yılında Adana’da aynen gerçekleşen sahnenin fotoğrafıdır.