13
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1276
Okunma

Hiç sırası değildi, öylece sen sus… ben pus
Mukayyet olmak vardı çıldırmadan iki us,
Canımızı yakmadan parçalansaydı fanus
Saplanır mıydı insan karanlığın esine .
Kirpiğimin altına tüneyen o hareler
İmkân olsaydı eğer, neler söylerdi neler
Bitap düşmüş yüzlerin, zanlısı bahaneler
Belki korkup kaçardı kızgın göğün sesine.
Yanmazdım durup durup, kahrımdan esirlikte
Geceye sığınmazdık hasretimle birlikte
Kocaman yüreğimle olmazken fakirlikte
Mıhlanmazdı soluğum, aşkın son nefesine.
Su olup yağıyorken bulutun küfesinden
Sarılsam ne olurdu, sanki bir keresinden
Nazenin gülüş alıp atinin karesinden
Pembe düşler kursaydım hapsinin hevesine.
Niyeyse dün ve bugün oldukça karışığım
Durmadan zikirdeyim, kırılmasın ışığım
Alışık da değilim diyemem ki aşığım
Bir anda tav olmuştum nefsimin hevesine
Gıyabımdaki sözler kaynarken kazanlarda
Kapış kapış gitmişti, günahım yalanlarda
Akıllar yutulmuştu böylesi imanlarda
Günahı istiflerken göğsünün kafesine.
23 Ağustos 2012 / NÜS