sorgu /





silik düşler taşır teni kurumuş nehirlere
varamadan esintisiz bulutların yağışlarına
kayboluş yaşamın rengi maviyken
uçuk düşler koparır dört yapraklı yoncadan şansı
parçalanmış ruhlar taşır parçalanmış bedenleri sona



ses /




tinlerin kaçışı
ölümün festivalinde
resital sunar arsızca yüzümüze
günah çağında





gecikmiş bahar /





her çocuk toprağa düştüğünde çığlıklar büyütür
her bir yas karaların hakimiyeti
ve şizofren annenin kızı gibi
yarım dünyalık seyir
usancın ağırlığından kambur
dünyalık bir hapishane kuşatmış gökyüzünü
kadrajı kırık yalancı zamana tapınan
silinmeden yara izleri ruhumdan, ölmek
bin defa ölmek




aşk /



tutulası tarafı yok yeniden aşkın
tutulası acılar hükümranken bize
davetsizce




an gelir amforalar açar kapılarını
düşer yıldız mavi derinliklerden
kaçıncı uykuya




ses /



garip dedim ;

bugün dünya zaaflarını önüne almış günah çıkartıyor
bir çocuk cenazesi gibi yaşanmamışlığın sessizliğini taşıyan
bir çocuk mezarı gibi dar ve kasvetli
bir çocuk masalı kadar gerçek
bu hikâyesi olmayanların düşleri
her hangi bir çocuk gibi kayıp







lac