11
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2431
Okunma

Ne bir kelime anlatır seni
Ne sensiz geçen günler
Ne de bitmeyen karanlık
Gel diye seslenirken uzaklara
Uykularımda
Boğazımda kısılan sessiz bir çığlık
Yıldızlar anlatır seni bana
Uzaktan uzağa hasretin çağırır
İçim kamçılanıyor yokluğuna içim
Jilet kesiği ağrılarım
Yaz yağmurlarına özendirme
Hasretin yükü ağır gelecek bedenime
Gözlerimde kaç gün daha
Güneşler doğup doğup batacak
Özlemek ki seni
Mum gibi eriyip gitmek bakışlarında
Yağan bir kar gibi tane tane dağılmak
Güneşin altında erimek
Toprağa karışmak su olmak
Sabah uykunu açmak belki
Yüzünü yıkadığında
Yüzüne dokunabilmek hayâli benimkisi
Ey gönlüme düşen bir damla su tanesi
Bırak kendini desem
Dinler misin hicran kuyularında
Susuz bir çareyi arar mısın
Suskunluğuma bakıp da
Hiç aklımda olamadığını sanma
Özlemek susuzluğa benzer
Dudakların kuruduğunda
Çorak topraklarda
Boyun büken ekin olduğunda anlarsın
Her gidişinde dönüp geriye bakmak
Arkada kalan hayâllere yaslamak sırtını
Ateş olup
Gülün rengine özenmek benimkisi
Yanmak susuz ateşlerde
Beklemek seni
Ana rahminde bir çocuk gibi
Dünyaya hazırlanmak belki de
Bir gece yarısı
Neler geçti gönlümden
Mehtabı seyrederken bilir misin
Yokluğundaki gülüşün
Dalgın gözlerin içinde
Derin sularda gezinmekte
Kışın bahara olan özlemi
Bir mevsim boyu gelmeni beklemek
Toprağın yağmura olan hasreti gibi
Bir ömür yağmanı beklemekti seni sevmek
Dönmeyen dünyaya inat
"Ya sabır" dökmek dilinden
Başım dönene kadar düşünmek güzelliğini
Dalgın dalgın çökmek bir yere
Güneşe sarılmaktı
Yandığını bilmeden
Oysa tutunduğum tek daldı ellerin
Ellerinse tutunduğum
Faili meçhul sevdanın tetikçisiyim
Ya rüzgârı yırtan kara tay gibi
Ya da namludan çıkan kurşun gibi
Gel hadi!
Ellerim iki yana açık
Sıcaklığını özledim...
emeklerinden dolayı sevgili nazan sarıkaya ya ve beste hanıma teşekkürlerimle..
5.0
100% (9)