22
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1171
Okunma

sabah oldu/mu derken
didiştim kendimle
yıldızlar döküldü eteğimden
bir köpek kendi çevresinde dolandı
bilinenden bilinmeyene doğru
yanık kaldı ışıklar
bir ağaç gibi bütün yapraklarımı açtım
kollarımı açık bıraktım her gidişinde
yağmurlar topladım beni unutan günden
bıktım görünmez olmaktan
şekiller aradım görüntüden
kaçıp gidemezdi bütün düşlerimi parmağına dolayıp
bir yaşamara bulurdum
her göz kırpmasında soluklanmaların
terse dönemez miydi tren
her vagonuna sevgi yerleştirsem
her yüzü asık umuda bir merhaba
başlangıca mı sona mı ayarlı gidişler
tayin etmeliyiz yön hakkını
attığımız ilk adım mı
beynimizden gelen komutla çalışan y/önerge
çizilmiş çizgiden çıkaran
yeniden çizemez miyiz ellerimizi
dümen suyuna çark etmeden yolumuz
her başlangıcın bayramında sen vardın
nefesindi renk veren yaprağa
son günde bile eritmeden nokta umudu
bir milimetre katetmek aşka
davul zurna eşliğinde düşlerin
gitmeden bir paçavra gibi duyumsayıp kendini
geri dönemez miydik güneşli sabahlara
kızılca kıyamet kopuyorken içimizde
kendinle didişmeni bırakıp bir tarafa
gönlümün içinden geç bu yaz da
bizim ellerimiz aslında yazgıyı yaratan
kendi bildiğini okusun artık, ayaklarımız
bırak didişmeyi, gitmeleri bırak!
bizim durağa uğrayacak bu tren, gelişi farklı
sevgi ışıklarını yaktı, bu ay ramazan!
bütün eski bayramları sığdır gel gülümsemene..
20. 7. 2012 / Nazik Gülünay