Ey ! Koca şehir

Seyrine doyamadığım metropol
Surların haşmetinde hüzünleri dağıtıp, sevdamı gururlan dalgalandırdığım
Sokaklarında kaybolma tehlikesiyle yüz yüze geldiğim
Başıboşluğun sarhoşluğunda  
Anoson kokulu dudakların ıslak dokunuşunla kendimden geçtiğim 
Ayak üstü sevişmelerin ayaz çıplaklığında  dolaşan tenlerin mekanı 
Yorgunluğun zirve yaptığı tepelerde ki kuş cıvıltıları gibi
Masum tebessümlerden ırak kokuşmuşluğun çocuksu yanı




Kopan ökçeyle tek nefes arşınlamaya çalıştığım yollar
Taze gevrek kokulu İstanbul 
Hiç kimse yalnızlığımda senin kadar
Mahremime dil uzatıp, rüyalarıma kadar  girerek
Cesaretin simgesi özgürlüğümü hedef  almadı 





Korkaklıktan doğan çaresizliği yakarak
Karardıkça uzayan gecenin esaretinde
Faşist duygularla, alaca karanlıkta baskın yiyen yasa dışı duvarların suçluluğunda ki savunmasızlıkla
Cezanın müebbetine  inat
Duygularımı dört bir yandan istilâ edip
Saçlarımı, bakışlarımı örten kahkülün gölgesinde okşayarak
Buruk bir tebessümle 
Beni teskinle, yüreğimin derinine 
Sen gibi bir el
Hiç bir zaman dokunmadı... 








sevgi





20.Temmuz.2012