dünya hayalime sığacak kadar büyük değil,
kim kırmış düşlerimin kanatlarını,
kim uçurmuş gönül kuşumu yuvadan...
bitkin kalan kim ki bu sevdadan?
neden "hiç" tartılmaz pazarlarda,
satılmaz eczanelerde?



hurdacılara sattım aklımı ben,
beş para etmedi gönül pazarında,
kim boyamış bulutu sarıya?
kim çizmiş rüzgarın üstünü...
hangi ressama ilham olmuş düşlerim,
kim küsmüş geceye böyle "uyumayacak kadar"

kim aydınlığı çalmış,
nereye saklamışlar karanlıkları?
yıldızlar gökyüzünde sörf yaparken,
kim kaydırmış ayaklarını?
neden sıcak üşütür,
soğuk yakar bazen...


hangi çağa sakladın düşlerini,
taş mı? bakır mı ?
neden bilinmeyen zamanlardasın,
ve hangi takvim yaprağı sakladı ismini,
hangi annenin zihninde ismin?
hangi babanın sevincindesin?


buzul çağını geçiren bir penguene sorsam,
erirsin biliyorum o çağlardan,
bitkin düşer Lokman hekim çaresizliğime,
ve bitkiler konuşmaz o dermanlı hallerimden,
dert biter bahçemde dert biçerim biliyorum...
bu düş bahçesinden...


ayak nereye kadar gider,
göz nereye kadar görür ki,
dudak ne kadar anlatır ki?
çaresizliğimi...
dermanlar olmasa!

peki derdimin dermanı hangi gezegende,
hangi akarsuya değer ayakları,
hangi şehri kendine aşık eder,
hangi gölün başını döndürür güzelliğin,
ve hangi yollara gizlenir vuslatın?