gözlerimize baksaydınız
siz de görürdünüz bin tebessümü,
ve bin türlü kederi.
özgürlüğün neşeli türküsünü,
kainatın var olma ülküsünü,
sezerdiniz!


insanların sahiplenme egosu yaşarttı gözümüzü,
ve acımadan öldürme dürtüsü!
biz bu yüzden:
korku misali avcıda yaşardık,
kurşunlara gülerek,
bıçakları öperek.


yüreğimizden tutsaydınız
anlardınız korkunun titremesini;
sevdanın sahiplenmek olmadığını bilirdiniz!
özgürlüğüne hav havlardı köpekler,
bekçiliğine değil!

dinleseydiniz duyardınız,
kürkü alınan hayvanın çığlığını.
şu para hırsınız olmasa anlardınız.
gösteriş sesinin ne kadar soğuk
ve boğuk olduğunu.


çıplak gözle görüp,
düşünürdünüz?
evrenin sizden ibaret olmadığını!
sadece hayvanları tanıma gününde,
düşünmezdiniz var olan varlığımızı!
menfaatlerinize göre koymazdınız kurallarımızı...



ziyafet çekmezdiniz çirkin şehvetinize,
azı karar çoğu zarar demeyi bildiğiniz gün!
bir mendile salyalarınızı silerek,
özgürce yaşamasını isterdiniz bizlerin.