kim bilir hangi martı üstlenecek şimdi
ütüleyip asacak
yadırgar tebessümlerimi
kaygılı sol cebimin büzüşmüş astarına
kordonu dolanmış gibi sarılacak boğazına
yalan doğumlu binlerce çürümüş şahitliğin
gitmek senden uzaklaşmaksa
unutmak; evveli ahire zimmetleyip
bahar sonrasını yazmayan ülkelere göç
o zaman şimdi tam zamanı
yok say beni sevgili
tüm varsayımları dilinden sök!



yalnız zamanları sarıp demir soğukluğuna
ölmek filinin ikinci evresinden seslenirim sana
ürkek melodilere kodes sancıları düğümlerken sesim
evet, bir aşk şarkısında üşüyen serçeyim
ayın güneşle göz göze geldiği kadar bile seni görmedim
tehdit altında üstlenilen bir fiilim
tamam, ben senin sevdiğin adam değilim!


bir bataklık rüyasıydım ölümsüz
ve ne varsa senden kalan balansı bozuk
bir uykuya sattım geri dönüşümsüz
kartpostal beyazı gibi göz akmasıyım gayri
rüyâlarına pencerelerden süzmüş
kuyruğu kırmızı ojeli bir uçurtma
intiharın en renkli anlarını yakalayan haberci
bileğine zoraki takılmış bir zincirim aslında
adının harflerine bir sürü melek indirmiş
sahi unuttum!
ilk ne zaman sevmiştim seni
iki ucuna yürek kıstırılmış kerpeten gibi
hadi gel şimdi
tüm iyi niyetleri kötü emellere fedâ edelim mi!


tamam, ben seni seven o adam değilim!
anlaştık!
dönüşü olmayan bir biletim!


bu kadar yeter mi
hadi şimdi kendimize dönelim!




iliklerine tütsü vurulmuş bir karıncayım aslında
cebindeki tükenmeyen tek şey , ne kadar harcasan da
sok iyice aklına
kurulmuş bir saatim yüreğinde
ne camları pervazları sökmek fayda eder
ne kuvvetli perhiz aynalara
dudaklarının buğusu ben oldukça



demirden küreğim
unu ekmek eden ellerinin karasına
ne delmek fayda eder astarları
ne yıkamak sökmek kâr, dibi çürük iki bozgun bakışla
anla işte
tenden kurtulmadıkça bedenin, ben sendeyim
ve kabul et;

ben senin en i ç cebindeyim!
göz bebeklerinin yatak odasında

en son ben geçerim gözlerinden

binlerce koyun sığdırsan da uykularına!








ToprağınSesi





.