11
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2121
Okunma

-l-
gideceksin, biliyorum
kellesi koltuk görmez zamanlarda
aşk filmlerine yalnız söverken ben
altıncı derece yanıklara ter tedavisi uygularken
çekerim seni içime hasretle
tüm boğaz enfarktüslerim ezbere şarkılar söylerken
dolarsın içime
çağdaş ressamların ıssız panaromik figürleri gibi
ve mıh gibi çakılırım
yığılırım
yürüyen, ayaklı, cansız kim varsa dibine
sarhoş cümlelerini ayıltabilecek kim varsa işte
sadece sesini duyarım uzaktan
ve haykırırım
son seferini de hasarsız atlatmış,
martı desibellerine karıştırıp hislerimi
ve son çare yine
abanırım tüm gücümle
olur da bu kez, sade bir vatandaşın
iki kişilik feryâdını duyar diye devlet
aradığının yerini kendi bile bilmeyen
lânet ankesörlü telefon kabinlerine
ve yine kendime gelirim, kendimle!
topa tutulurken başım
ihtimal başımda şefkat yelleri eser yine
uyanırım yine
aşırı oksijene tiner karıştıran, elleri bol esrarlı tiplerle
bir köprü belinde
alıp götürürler sana beni!
sonra vururum başımı, gömer gibi
ihbarsız, usulca... habersiz
galibi belli bölgelerdeki seçim anketleri gibi
’’tesadüf diye bir şey yoktur’’ tükenmezsen eğer, imgelerle
gömülürüm canlı canlı
uyurum niyetiyle
başka renkte kokular bilmez sen yanaklı yastığa
sevmek hep erkendir! saatlerde!
-ll-
ve akşam olur bir daha!
haddeden düşer yine ay
ve adım adım düşerim kötü yollara yine
selefine/şerefine kaldırdığım bardaktan süzdürüp
çekerim usul usul,
afili Beyoğlu’nun yalnız ışıklarını içime
dar zamanları nefes nefes anasona boğar gibi
dirgene baş tutan, başağını düşürmüş saplar misali
ve gelirsin aklıma
küfürlerimi bile çözemeyen falcıları görünce
dalarım, sirenlerle
ulaşımı kolay olmayan sapaklardan koynuna
bir daha
bir daha
ki çıkmazsın zaten
ki çıkmayasın bir daha
iki bacağı kalmış tabureler uçuşurken havada
kaldırır, hiç tanımadığım birileri ağzı burnu Beyrut falcıyı!
toplarlar iskambil kağıtlarını!
anlamsızca bakarlar maça kızının yanmış gamzelerine
annemden ulaşmaya çalışırım sana hep bu durumlarda
saklanırsın yine ulaşılamayan ahize hışırtılarına!
annem okşar dizlerimi
kalk yerden oğlum!
dön artık bu sevdadan, vazgeç!
hep sabaha beş kala teslim olur aşklar
son sarımı bittiğinde çöken esrarcılar gibi
ellerim havada olur sonra
sesim anne!..
ToprağınSesi
( Naçiz karalamama ses olan ve emeğini esirgemeyen De-Soulmate’e sonsuz teşekkürlerimle )
.
5.0
100% (14)