0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1236
Okunma

hayır hayır,
Hollandalı Poe’ydu
ağzında flüdü,rüzgar gülünün büyümüşlerinde
buğday kokulu teninden sızan sevdayı
güneş ışığında pişiren
Ve Poe’nun utangaç sevgilisi ve en küçük matruşkasıydı
kendisine güneşim denilen Rus bakire...
Sadece o mu ?
Köşesiz dağlarda köşe kapmaca oynayan
Kışla savaştığı için adı meczuba çıkan
Yarı çıplak bir ozanın notalarına ilham perisiydi o
Dev, ozanın tenini ısıtır,ozan da onun yüreğini...
Elinde sevdalısı bir enstrüman,telini ters bağlar
urganını toplayıp altında,kış gelmesin diye çalar,söylerdi
Çünkü en büyük aşkıydı o alevli yıldız,
kış onu da öldürebilirdi,yarıçıplak olduğu için kendisini de...
Ve o dev
bizim ilkimiz var olduğundan beri
serüvenimizin ilk nefesinden bu yana
orda ve bütün kudretiyle bize kanat geriyor.
demek ki,
sen benim güneşim olamazsın
ancak ben, ucu bucaksız bir tarlanın ortasında
herhangi bir ayçiçeği olabilirim
ve tepemdeki devin, binlerce yıllık anılarında
bronzlaşarak seni sevebilirim.
Ve sen benim hasadıma dek gözüm gibi koruduğum
çekirdeklerim olabilirsin ancak.
Dünya biz çivisine bağlı bir topaç değil
Bu devre sandığımızdan da büyük diyebilirim sevgilim,
ama ölçemeyiz
bir ömür sürecek aşkımızı
ömürlerce aşka sahitlikle kömürleşmiş bir ’güneşe’
öylece atfedemeyiz...
5.0
100% (1)