2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2106
Okunma

Sakladığın yerden çıkartma beni, günahlarımla ölebilirim
Gözlerinin gülmesi için beni hiç sevmemelisin
Çünkü kavgalı bakarım ihanete
Ben ıssızlaştıkça kalabalıklaşırsın
Senin kokun rüzgarlarla seviştiği vakit bile,
Ağlarım
Ama kimse görmez ıslandığımı
Dur deme Asya !
Gidiyorum dediğimde
Ölümü hissettiğim zamandır en yalnızlaştığım bu mevsim
Dağ başında bir mezar taşı kadar kimsesizim
Bak yine sebepsizce düşüyorum bulutlarlardan
Ve öyle çok üşüyorum ki
Bahşiş dağıtıp hüzünlere
Demek ki aşk,
Bir kenar mahalle yosmasıymış
Her gülüşümde utandırdığım için seni,
Üzgünüm
Yağmur mevsimleri ayrılığa tarıyor saçlarını
Geçmiş zaman delikanlıları gibi göğsüm kabarmıyor artık
Sevda, can pazarında öncüsüdür kavganın
Farkında mısın ?
Pespaye kelimelerle felsefe yapmıyor artık şair
Sararmış kağıtlara düşüyor gözlerinin rengi
Bir kara sevdadan yadigar usul usul
Yarına söylenecek masallarda beni bul !
Artık hiçbir şey bilinen zamanlarda değildir
………
Senin için kırdım kalemimi asya !
Gümüş kupalardan kanımı içsin diye akbabalar
Sanır mısın yüreğime çöreklenen uzakta oluşunun ağırlığıdır ?
Parmaklarımın ıslaklığı ile hapsettim seni gönlüme
Tâ ki turna berraklığında
Bakir bir deniz kadar masumsa bakışların
………
Bana zemheri soğuk değildir asya !
Sevda, gelincik tarlasına kanadını düşürmüş….
--- aras ---
5.0
100% (6)