3
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1544
Okunma

Sen, sıkıntılı uykuların masalsı düşü
Sen, suskun turnaların en mavi süzülüşü
Ya, kal toparla beni ya parçala, dağıt git
Mefhumusun zamanın, senden ibaret vakit
Enel Hak diyen dilin çekildiği ipteyim
Yelkovan akrep aşkı gibi hep takipteyim
Üşürüm bembeyaz bir kefene sarılınca
Sevinerek ölürüm kalemim kırılınca
Hücremden çekip alsan duvarları delerek
Göğsüme kekik sürsen çağırmadan, gelerek
Sevdadan bize kalan biraz ateş, biraz kül
Kanatlan bir masaldan, dudağıma konup gül
Yıldızlarla uyutsan, başımı koyup ay’a
Renk körüyken gözlerim düşmüş kara sevdaya
Yeniden doğsa gönül, tüm yükünü atarak
Yeni bir çağ başlatıp, bir çağı kapatarak
Bakarsın helak olur, yeni baştan üreriz
Bakarsın aşk ülkesi kurup, hüküm süreriz
Sana uzanır yollar, sen çıkarsın her faldan
Farzet, kapım çalınır gelirsin bir masaldan
Sana ait her sözcük susturuyor dilimi
Sen, bozkır kokulu kız ve üşüten iklimi
Ay ışığı serpersin gökyüzünden sökerek
Ay gezinir gecemde saçlarını dökerek
Gönül soframsın sanki diz çöktüğü açların
Aşka düşürdü beni o simsiyah saçların
Gözlerinin ışığı şaşırtır yolbaş’çıyı
Dize getirir siman en soylu savaşçıyı
Kalbim asırlar önce ummanda batan gemi
Tarif et, kayboluşum yönünü bulsun emi
Bir anne tembihinde öfkemin uslandıgı
Yıkılma, taş duvar ol sırtımın yaslandıgı
Haydi al kanadına benimle hayaller kur
Ya doğrult silahını, gücenmem istersen, vur
Gönlüne gönlüm düşmüş, hüküm hakkı senindir
Sen kefenle, sen yıka mezarıma sen indir
Bir kutsal eşikteyim, bir canla bir yardayım
Pir sultanlar gibi hep, başım ile dardayım
uytun ......