" Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? "
(Necip Fazıl Kısakürek)
Eser- i şâhaneydik Hâlik “ ol “ dediğinde Önce istikâmeti yoldan attık üstadım! İlâhlaşan nefsimiz bedel istediğinde Ödedikçe çırpındık sonra battık üstadım!
Öyle bir batıştı ki; tersyüz oldu ne varsa Sanata yön veriyor(!) bugün birkaç yarasa Mukaddesatı mahkûm edince aydın(!) yasa Zağarlar duvarına gelip çattık üstadım!
Saldırı başlayınca kutsalına milletin Eski aşkı depreşti uçuk kaçık şirretin “ Çağdaşlık özentisi “ o had bilmez illetin Kirli sâbıkasına Rabbi kattık üstadım!
Konuşması gereken diller suskun ve kayıp! Yakamızdan düşer mi böyle vebâl, bu ayıp? Sanat, edebiyatı keyfimizce boyayıp En Büyük Sanatkâr’a dil uzattık üstadım!
Her geçen gün artıyor azgınlık ve küstahlık Soysuzların iznine bağlı artık İlâhlık Zaten kalan itikad ancak yarım külahlık Onu da üç alkışa kanıp sattık üstadım!
Yozlaşma ve sapıtma bütün cenahı sardı Elbet bunun evveli hem isyan, hem inkârdı İnsaf! Zeus’ta bile az çok asâlet vardı Bunların tanrısıyla sanki yattık üstadım!
Ne kadar âmiyane bakış, anlayışları Ha koptu ha kopacak râbıta kayışları Çok duyduk o putları ve o sitayişleri Hamdolsun ki hepsini çöpe ittik üstadım!
Bir tanrı ki; “ Günahkâr “, “ röntgenci “, hem de “ sağır “ Değil saygı, o tanrı bulamaz bizde ahır! Böyle bir ucûbelik meczuba bile ağır Bu yüzden usûlünce değip dürttük üstadım; Bu yüzden biraz kızgın biraz serttik üstadım!..
(Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Konuşması gereken diller suskun ve kayıp! Yakamızdan düşer mi böyle vebâl, bu ayıp? Sanat, edebiyatı keyfimizce boyayıp En Büyük Sanatkâr’a dil uzattık üstadım!
değerli büyüğüm sayfanızı bu büyük üstadı anarak yazdıgınız şiirle ziyaret etmem ayrı bir duygu yogunluğuna vesile oldu harikasınız verilen emeğe çok teşekkürler
en derin selam ve saygılarımı yolluyorum sakaryadan
yürekte iman ve kalem usta olunca ve hedef belli olunca oklar düzgün olunca yayda çelik olunca işte sonuç bu kadar net olur anlaşılır tebriklerimle usta ellerine emegine yüregine sağlık kardeşin hazani
Maalesef günümüz insanı ihya ı ulumuddini okuyacağına yunan mitolojisini okursa şiirlerinde hitab ettiği kişilere maalesef tanrı diye hitab ediyor, tapmak, tanrı, ilah ,kelimeleri şiirlerde yazılıp mübahlık kazanamaz, değişiklik yapayım derken bu kutsal kelimeler asla kullanılmamalıdır
nadide eserinizi tebrik eder üstadın en sevdiğim dizelerini sizlerle paylaşmak isterim
Ellerime uzanan dudakları tepeyim ALLAH diyen gel ayağından öpeyim
saygılarımla
ummueytem tarafından 7/6/2012 8:32:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ne kadar âmiyane bakış, anlayışları Ha koptu ha kopacak râbıta kayışları Çok duyduk o putları ve o sitayişleri Hamdolsun ki hepsini çöpe ittik üstadım!
Bir tanrı ki; “ Günahkâr “, “ röntgenci “, hem de “ sağır “ Değil saygı, o tanrı bulamaz bizde ahır! Böyle bir ucûbelik meczuba bile ağır Bu yüzden usûlünce değip dürttük üstadım; Bu yüzden biraz kızgın biraz serttik üstadım!..
Keşke hayatta olsaydı değerli üstadımız da okusaydı yazdıklarınız, eminim sizi o da doğrular alkışlardı. Yaşamın bilançosunu çıkarmışsınız, değerli kaleminizin gücü ziyadesiyle hissediliyor dizelerinizde, maşallah diyorum değerli üstadımıza, bu şiir parlak bir zeka ve kocaman bir yürek örneği. Yaşamı ve insanları keşke herkes sizler gibi gözlemle ve sizin baktığınız pencereden bakabilse, keşke. Eğer ki öyle yapabilselerdi şimdi hiçbir insan birbirinden ve yaşamdan şikayetçi olmazdı. Hep bunların sebebi gönül gözlerinin kör olması, açmak içinde hiçbir çabaları yok, hani derler ki öyle gelmiş öyle de gidecek, aslında bu sözün kaba bir tabiri varda kullanmak istemedim. İnsanoğluna hassasiyet yaraşıyor dünyevi ve manevi dünyada. Duyarlı yüreğiniz var olsun değerli üstadım, Necip Fazıl üstadımızın da mekanı cennet olsun, ne güzel oldu sayfanızda rahmetle andık büyük üstad, değerli insanı. Sevgi ve umut ışığınız hiç sönmesin, ebediyen yansın, mutlu ve huzurlu kalın esenlik içinde.
OF! OF! Yine dökülmüş kelam hazinesinin görkemli incileri. Duygularımı bire bir yansıtan bu mutena eserin tek eksiği altında benimde imzamın olmayışı idi. (İmzaladım Oflu Kardeşim.)Selam ve saygılarımla.
Bir tanrı ki; “ Günahkâr “, “ röntgenci “, hem de “ sağır “ Değil saygı, o tanrı bulamaz bizde ahır! Böyle bir ucûbelik meczuba bile ağır Bu yüzden usûlünce değip dürttük üstadım; Bu yüzden biraz kızgın biraz serttik üstadım!..
Büyük üstada rahmetler nur içinde yatsın.Usat kaleme tebrikler.Yüreğinize sağlık.Saygılar...
İlkçağ Yunan mitolojisini okumuş biri olarak, "Tanrı" kavramının bizim inanç sistemimizdeki "ilah" kavramıyla hiç ama hiç örtüşmediğini söyleyebilirim. Çünkü onların "Tanrı"ları, her türlü zaafiyeti ve acziyeti kişiliklerinde barındırırlar. Çapkındırlar, şehvete düşkündürler, birbirleriyle mücadele halindedirler. Mitolojide adı geçen tanrıların her birinin bir görev alanı vardır. Zaman zaman birbirlerinin alanına müdahale ederler ve "Tanrılar savaşı" çıkar. Denizler tanrısı Poseidon, Güzellik tanrıçası Afrodit'e aşık olunca Zeus'la arası açılır. Ha bu arada, baş Tanrı (Tanrılar Tanrısı) Zeus, karısı tanrıça Hera'dan it gibi çekinir. Çapkınlıklarını ondan gizli yapar :))) Hasılı kelam, Tanrı kavramı, tevhit inancından çok uzaktır. "Allah, bütün tanrıların belâsını versin" Sözünü sanıyorum üstad Necip Fazıl söylemiştir. Çok da doğru söylemiş. Aşk tanrısı, kötülük, yeraltı, deniz, tarla, dağ, güzellik, çirkinlik, ağaç, ot, zıkkımın kökü tanrıları v.b şekillerde çoğaltabileceğimiz fantastik ucubeleri, şehvetin, taşa geçmiş sapkınlığın çöplüğü halinde ilkçağlardan günümüze kadar görmek mümkündür. Bunlar, inanan insanlar için ibret vesikalarıdır.
'Yazsam mı, yazmasam ı?' diye bir süre düşündükten sonra...
Bu sitede Oflu'nun şiirlerini, daha doğrusu şiirlerinin içeriğini kendi içinde sorgulayan, yanıt bulamazsa düşüncesini buraya yansıtan tek kişi ben miyim?' Diye düşünmeden edemiyorum!
Sayın Osman Nurani'nin düşündüğü gibi teknik yönden eleştiri getirecek kimsenin olacağını da sanmıyorum. Gecekondularda oturan şairleri aşağılaması gereksizdi! Unutmasın ki devleti en üst düzeyde temsil edenler de bir zamanlar köylerde ve gecekondularda yaşadı. Kişiyi saygın yapan yaşadığı yer değil, düşünce ve davranışıdır!
Takıldığım konu şiirin içeriği! Ülkemde bu şiirin muhattabı olduğuna inanmıyorum.
"Bir tanrı ki; “ Günahkâr “, “ röntgenci “, hem de “ sağır “ Değil saygı, o tanrı bulamaz bizde ahır! Böyle bir ucûbelik meczuba bile ağır Bu yüzden usûlünce değip dürttük üstadım; Bu yüzden biraz kızgın biraz serttik üstadım!.."
Bu dörtlükte yıllardır çeşitli bahanelerle Silivri'ye kapatılanlardan mı bahsediliyor? Gerçekten çok merak ediyorum! Üzgünüm yorumcular kadar anlayamadım!
Fikirlerimiz çatışıyor olsa bile, şiirlerini okumaktan büyük haz aldığım Sayın Oflu'nun beni aydınlatmasını diliyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Teşekkürler Mehmet Bey. İlgili şiiri okudum. O mısraları herkes kendi düşünce sistemine göre yorumlayabilir. Siz de öyle yapmış, haklı olarak tepkinizi dile getirmişsiniz.
Elbette yazacaksınız ve sorgulayacaksınız Fatma Hanım. Bizler robot değil insanız ve düşünüyoruz. Aynı fikirde, aynı inançta ve aynı bakış açısına sâhip olmamız mümkün mü?
İsim ve adres vermenin bir tartışmaya hatta tartışmayı farklı boyutlara çekeceği endişesiyle çok açık yazmayacağım ama şu kadarını söylemem gerekiyor galiba. Hiç kimsenin inancına ya da inançsızlığına karışmak ve müdahale etmek gibi bir düşünce içinde olmadım hiçbir zaman. Ama benim inançlarıma ve değerlerime de saygı gösterilmesini en azından hakaret edilmemesini isterim. Birkaç gün önce, tırnak içine aldığım ifadelerin bir şiirde Tanrı ile yan yana geldiğini gördüğümde takdir edersiniz ki canım sıkıldı. Bu türdeki şiirler de oldukça arttı. Sitemim bunaydı belki de…
Teşekkürler Mehmet Bey. İlgili şiiri okudum. O mısraları herkes kendi düşünce sistemine göre yorumlayabilir. Siz de öyle yapmış, haklı olarak tepkinizi dile getirmişsiniz.
Elbette yazacaksınız ve sorgulayacaksınız Fatma Hanım. Bizler robot değil insanız ve düşünüyoruz. Aynı fikirde, aynı inançta ve aynı bakış açısına sâhip olmamız mümkün mü?
İsim ve adres vermenin bir tartışmaya hatta tartışmayı farklı boyutlara çekeceği endişesiyle çok açık yazmayacağım ama şu kadarını söylemem gerekiyor galiba. Hiç kimsenin inancına ya da inançsızlığına karışmak ve müdahale etmek gibi bir düşünce içinde olmadım hiçbir zaman. Ama benim inançlarıma ve değerlerime de saygı gösterilmesini en azından hakaret edilmemesini isterim. Birkaç gün önce, tırnak içine aldığım ifadelerin bir şiirde Tanrı ile yan yana geldiğini gördüğümde takdir edersiniz ki canım sıkıldı. Bu türdeki şiirler de oldukça arttı. Sitemim bunaydı belki de…
Ne kadar âmiyane bakış, anlayışları Ha koptu ha kopacak râbıta kayışları Çok duyduk o putları ve o sitayişleri Hamdolsun ki hepsini çöpe ittik üstadım!
Yaşadığımız çarpık düşünceleri mükemmel bir anlatımla bizlere sunmuşsunuz. Hecenin ustasından tekniğine uygun ve harika kafiyelerle bezenmiş bir şiir.
Kuran'da adı geçen tufanlar,hep azıp sapmalardan sonra meydana gelmiştir. ( Lut Tufanı ve Nuh Tufanı )gibi.Hatta Nuh Peygamberin oğlu bile helak olmuştur.
Şiirinizi tekrar tekrar okudum.Ve okumaktan haz aldım.Çünkü gerçeklerin ta kendisidir. İyi varsınız efendim.Gurur duyulası bir kaleminiz var.
Kendimi sorgulamama vesile oldunuz. Öncelikli teşekkürürüm bu yüzdendir. İkincisi, putçu anlayışı gözler önüne serdiniz. Peygamberimizin veladetinden irtihaline kadar olan süreç gözlerimin önünden geçti. Özelikle " Yozlaşma ve sapıtma bütün cenahı sardı " mısraı çok manidardır bence. Teşekkür ediyorum ... Çok okuyor, ara sıra da şiir okuyoruz bu defterde .. Sizin kadar özenli şiir yazana rastlamadım. Emekleriniz için ayrıca teşekkürler.. ........ Baki selamlar Gözünüze acı yaş değmesin ..
Tam benim istediğim kıvamda, üstadın davasını dillendirdiği hususlara vurgu yapan topumun yozlaşmalarını üstada şikayet eden harikulade bir eserdi. Tebrikler, selam ve saygılar değerli hocam.
Bir tanrı ki; “ Günahkâr “, “ röntgenci “, hem de “ sağır “ Değil saygı, o tanrı bulamaz bizde ahır! Böyle bir ucûbelik meczuba bile ağır Bu yüzden usûlünce değip dürttük üstadım; Bu yüzden biraz kızgın biraz serttik üstadım!..
Bir yaratıcı nasıl olur da sağır olabilir, ya da röntgenci ya da günahkar... Sırf sanat uğruna kainatı yaratan yüce Mevlaya böylesine hitaplarda bulunmak ve bulunulanları el üstünde tutmak bencede çok yanlış!
Sanat; Yaratıcıya çirkin sıfatlar yakıştırılıp bunların üstünden alkış toplanacak bir alan değil bana göre. Farklı bir şey yapacağım hevesiyle bazı değerlerin körü körüne çiğnenmesi ve çiğnetilmesi hiç hoş değil...
Yazdığımız her satır bizim kimliğimizi temsil ediyor. O yüzden eğolarımıza gem vurmamız gerekiyor bir yerde...
Çok güzel bir eserdi değerli hocam, yine almam gerekeni fazlasıyla aldım şiirinizden
Sayın hocam sayfaya üstatla ne güzel sohpet düşmüş... Hocam şiir harikaydı okurken bir bütünlük içinde şiiri yokardan aşa çok güzel bağlanmış ve zevkle oku işte şiir tebrikler... Hoacam kalemin zeval görmesin selamlar saygılar...
Yalnız; O rahatın yerine çileyi seçmiş ve şöyle seslenmiştir:
Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es...
Derken: Zindandan Oğlu Mehmet’e seslendiği şiirinin ilk kıtasında;
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Demektedir. Bu zihniyet M. Akif’le aynı zihniyettir.
"Sönmeden Yurdumun üstünde tüten en son ocak"
Kale düşmeyecektir...
Selam sevgi ve muhabbetle kal derken, paylaşım için teşekkür ediyorum.
"Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur." (Beyyine 5)
Bir zamanlar bahsi edilen putlardandı 'LAT ve UZZA' Bugün sadece isimleri değişik ve hala devam ediyor ebu cehilci anlayış...Bedir'de,Uhud'da Allah (C.C) münafıkla mümini nasıl birbirinden ayırıp gözler önüne serdiyse günümüzde de aynısını yapacaktır."Yerlerin başka yer , göklerin başka gök" olacağı o şiddetli günlerde Rahman'ın rahmeti inananların üzerine olsun inşallah.Herkes kelbindekilerle haşrolunacak!
İnsan ki kendini aşağıların aşağısına çekme konusunda usta!Allah yar ve yardımcımız olsun diyorum hocam.Şiirinde manayı damıtıp gönül soframıza ikram ettin ve kana kana içtik.Yüreğine bereket diliyorum.
Değerli dost fevkalade güzel bir şiir okudum gönül sayfanızdan,yürekten ve içten yazılmış güzel duygulu ve hisli bir şiirdi.yüreğine sağlık,kaleminiz daim olsun.
...sayın Oflu hocam dillerinize (çoğul olduğuna bakma dilinizden dökülenler manasını taşır) sağlık. Allah zeval vermesin
...müzmin gecekondu kafiyeciler bu gönülden gelen sesi kafiye yönünden eleştire bilirler. tam benlik bu şiir anlayışı.
...örneğin ikinci kıtadaki "varsa, yarasa, yasa" kafiye sistemini onlar tukaka sayarlar. ama bana göre esas kafiye işte budur. mısraların birbiriyle olan bağlantısını koparmadan yapılan ahenk bana göre en büyük kafiyedir. onlar kafiye yapmak için birbiriyle irtibatı olmayan mısraların sonuna GECEKONDU KONDURUYORLAR ve buna da kafiye diyorlar
Konuşması gereken diller suskun ve kayıp! Yakamızdan düşer mi böyle vebâl, bu ayıp? Sanat, edebiyatı keyfimizce boyayıp En Büyük Sanatkâr’a dil uzattık üstadım!
Üstadı Rahmetle anıyorum. Yüreğinize saygı ile, güzeldi...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.