Ölümden sonraki hayatı tanımlayan
Boynundaki urganı çekip ruhu kanatlandıran
Besmelesiz bir adam Rıza Efendi
Dört mevsim pijamasının yamasında mutluluğu arayan
Aşklarından şekerli baloncuklar yapıp
Yüzünü abdest suyuyla yıkayan
Karanlık sokaklarda fırıldak hikayeler anlatan
Fiyakalı bir adam Rıza Efendi


Cumbalı evlerin tavan arasındaki saklı geçmişiyle
Kapı önü güvercinlerinden başka hiç kimsenin yan gözle bakamadığı
Sokak raconunda yeri dolmayacak bir hükümran Rıza Efendi
Cızırtılı plakların buğusundan süzülen davetkar bir bakışla
Edalı hatunları arz cazibesiyle tutuşturan
Dönme dolap bir adam Rıza Efendi


Sözcükler, sözcükler hep kırılgan
Aynalardan devşirilmiş ayinlerdi yüzümüze yamanan
Bir şiirden bir öyküye gidilir mi?
Ya da bir öykü bir şiirin bayrağını nereye kadar taşır?
Ah Rıza Efendi koynunda yılan beslemişsin
Kadınlar, kadınlar ruhunu bedeninden söküp
Mezar taşına tırnaklarıyla kazıdılar öykünü


Beşiktaş iskelesinde martılarla oynaşırken balıklar
Yeşil çam sokağından elleri yosun kokulu bir kadınla çıkagelir Rıza Efendi
Saçaklarında yüzyıllık dizeler
Adam kadının bakışlarında yüzer
Kadın adamın bıyığında askıya alınmış
Bir sevdadan bin sevdaya düşerler
Gölgelerinde salkım saçak bir efkar


Anılarda bir gün bir başka anıya merdiven olmaz mı?
Gözleri dolmaz mı koca yürekli hükümranların
Tüttürülmüş cigaraların dumanında solmaz mı yaşam?


Söylesene Rıza Efendi
Hayatın raconunda eflatun sokaklara hangi yoldan gidilir?



Aslı Ardıç
11Ocak2009

Ortanca Dergisi Sayı:21